O eski þarkýlar, þarkýlarýndan birinde geçiyordu sanýrým
Nasýl da durgunduk, týpký yeþil deniz gibi
Gökyüzü kýrgýn bir maviye dönükken
Altýndan geçiyorduk hayatýn
Yaklaþtýkça güzeldi
Nefeslerimiz
Birimiz kömür kokuyordu, birimiz yaðmur
Heyecandan titriyordu kuþlar
Gagalarýnda dualar
Emindik, kýrýntýlar kadar da kutsal
Kederliydi tatsýz akþamlar
Bir gün bitecek diye, çekinmeden kýrýyorduk
Bir gün…
Tenekelere baðladýlar, içinde asit
Topraðý ýsýtacak madendi ellerin
Göðüslerinden emip, büyüyecekti fidanlar
Fidanlarý severdik
Deniz kenarýnda küçük bir fidanýmýz vardý
Adý devrim
Gülemeden, gülüþmeden yitirdik
Aldatýrlar dediler, sizi de bir gün aldatýrlar, inanmak büyük mesele
Ýnandýðýmýz kadar temiz zannediyorduk
Oysa insanlardan münafýk ayetleri ezberleyenler vardý
Kendilerini tanýyordu bazýlarý
Bazýlarý korkup kaçýyordu bu dünyadan
Ýntihar da kimileri için bir yaþama biçimi ne de olsa
Kaç galon su döktüm ardýndan
Sayamadým gitmelerimi
Gitmeler durgun deniz
Kayýksýz balýk
Annesiz kedi
Sokaðýyýz kalbimizin
Bunlarý neden mi anlatýyorum
Aslýnda bir þey anlatmýyorum
Anlatacak güzel insanlar hâlâ mevcut
Ve dayanabilecek acýlara
Bu kadar özel kýlmamalýydý diyorum bazen
Tanrý’m, bu kadar özel olmamalýydý
Dalýp giden yorgunluk
Bir masa baþý iþi demeden, öyle küfretmeden kömüre, yaðmura
Aklý sýra okunmalýydý kitabýmýz
Tek sayfada koca hayat
Kalsýn eksik.
Güzel yumurtalarýmýz
Tüysüz
Bembeyaz gemide pembe
Ýki parmakla baþtan çýkýyorum þimdi
Gözlerim tablasý
Söneceði yer malum
Eli mahkûm bu ara kederin
Kýllarýndan okþuyorum yalnýzlýðý
Yeterli metafor orgazmýmýz o;
Tek kiþilik
Deli
Ve akþamdan kalma
Elleriniz yetmeyebilir,
Ayaklarýndan tutunuz.