Ah bir dile gelseydi duvarýn iniltisi
Ýnan ki mahvolurdun ona doðru eðilsen
Hüsraný daðýtmazken sahilin esintisi
O suskun gecelere nasýl katlandým bilsen
Umudu görmeyince martýnýn gagasýnda
Daraldýkça daraldým gökle denize raðmen
Kanatlanýp uçmuþtum yürek kasýrgasýnda
Ne yapsam sormamýþtýn, âni gidiþim neden
Hadi çýldýr diyorken sol yanýmdaki sancý
Ne ben sende yolcuydum, ne sen bende bir hancý.
Ne karanlýk geceymiþ, ne sabýrlý yýldýzlar
Benden de zavallýlar, gün yüzü görmek yasak
Yanmayýnca ýþýklar gurubun içi sýzlar
Güneþ aðartmýþ gibi bembeyaz iki þakak
Suya bile küsmüþtüm yalan söylemeyince
Okþasaydýn saçýmý, olur muydu bunca ak
Katýlaþmýþ yüreðin þefkat eylemeyince
Ömrü berdel vermiþtim olmasa da sana hak
Toprak toprak diyordu aslýna hasret tenim
Müstakbel vuslat için biçilirken kefenim.
Ne kadar uðraþtýysam o kadar çok olmadý
Mazlumum… Ruh halime veremiyordum þekil
Mecalsiz ellerimde histen eser kalmadý
Rabb aþkýna yaþarken þu cihanda sersefil
Sevimsiz geliyordu aynada kendi resmim
Tenimin rengi bile eskisi gibi deðil
Matemli bir sabahta anýlýyordu ismim
Mevta olmuþluðuma, gösterilirken delil
Armaðanýn büyüðü elbette intikalde
Güzel karþýlanmaktý gözlerim yumuk halde.
Saçýný karýþtýran rüzgâr sanmýþtýn beni
Bedevi çölüne eþ yangýnlardayken mazin
Yer altýnda olsam da taze ölüydüm hani
Badem gözlü diyorken, ahvalinde bin hazin
Bir tutam sýrma saçýn hayalini kurarken
Sarhoþ adýmlar gibi eðriydi ayak izin
Bak þimdi ne haldeyiz yan yana olmak varken
Yýkýlsan da kabrime çözülüp iki dizin
Piþmanlýða binaen gök yarýlsa ortadan
Yalvarýp yakarsan da nafile der Yaradan...
20 Aðustos 2012 / NÜS