yalnýzlýktan bunalan yolcu iki kadim fresk gibi nemli gözleriye dayanýr hiranýn kapýsýna ; tüketmek için bir ömrü onca günahtan sonra matematik ezan ve hurma dallarýyla evet! evet! hurma dallarýyla..
iþte orada kadim bir ses yýpratýlmýþ ayakkabýlar gibi mahzun ve zaman zaman; kýnýný parçalayan hançer gibi kemirirken yalnýzlýk sabrýn sedef kakmalý kabuðunu bir acýyý unutup hirayý düþünmek sonra..
babadan yadigardýr; her cuma sabahý yoksul ve kekre bir suyla uyanýp hazin bir selayý taþýmak ölümün boþ tarlasýna..
Allah’a çöl diliyle iman edip türkçeyle anlatýrken en çok kürtçeyle sevdiðini anlamak rahatýný kaçýrýr yeþillerin ve elbette kýzýllarýn da...
ey yüreklerindeki Muhammed’i unutanlar! susun ve iki titrek dudakla af dileyin yoksa az üflenmiþ bir su ve taze okunmuþ üç ihlas yeter zalimleri boðmaya...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Rampaların Ustası Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.