bir balýk beni tuttu Galata köprüsünde
iri yarý bir balýktý
sonra karaya attý sýrýlsýklam
sevme vaktiydi Ýstanbul’un
acelem vardý
buðday verecektim,
yeni cami güvercinlerine kuþluk vaktinde
hiç kimseyi sevmek gelmedi aklýma
üç ihtimalin kulaðýný çekti,
ihtiyar bir düþün bastonu
pirinç ayýklarken sýkýlgan kadýnlar,
daralmýþ evlerde
dünya yuvarlaktý
uzundu uzun kaldýðým yol üstleri
boy attýðým tenhada aðladý,
sokak erkekleri
balýk ekmek yedim inadýna,
Kalyat-i Barbaros’ta
býkkýn dudak kýpýrtýlarýmla
dýþým soðan koktu
resim yapýyordu Van Gogh’un biri,
Sultan Ahmet meydanýnda,
öpecek Fransýz sordum öylesine,
sözümü yerken
yoktu...
denize intihar gibi baktý Sarayburnu’nda
eski bir Türk filmi
bir vapur el salladý ,
yandan çarklý annesine
küçük bir vapurdu
bil dedim vapura,
hangi elimde dün
þehrin orta yerinde
bir sokak çýkmaz oldu
Beyoðlu’na yuvarlandý,
kapaðýný bulamamýþ bir tencere
of çekti,
otuz beþlik bir þiþenin
dördüncü kadehi Nevi-zade de
akþamdan ýslatýlmýþ iki avuç fasulyeye,
havuç kattý pilaki
kuru bir baklayý ezerken farkýndasýzlýðým
iri kýyým bir çoban salatasý ile,
efelendi boy,posumuz
yeþillendim sonra ,
elinde derenin otunu taþýyan çiçekçi kýza
esridi yeþil erik çekmeyen caným
yeþil taburesini tekmeledim Ýstanbulun ,
üçe kadar saymadan
hiç kimseleri öldüler dolandýðým þehrin
hiç kimseleri sevemedim...
bak bu þiirde de yoksun Z...
Suadiyehaziranikibinondört
Demir Mutlugil