Üveyik kanadýnda masumiyet manifestosu oldu
ölüm.Hangi aðýttan damlar kan böyle kapkara
Uzun lafýn âsâsý elden ele gafiller
meclisinde, kürsüden gösterilir topuz niyetine.
Çok sürmez söylence,ak alýnda kara yazý
kalýr; çoluk çocuk bekleyiþi mahzundur böyle.
Çýðlýðý yutan dehlizlerde kaç
karbonluk hayatlar...
Eþkali yýrtýk, mahcup gözlere çöken hüzün
Bir yýðýn kül býrakýr hayatýn tam orta yerine.
Alnýnda ýþýklý bir gelecek hülyasý,
-Adý üstünde sade hülya- Arzýn kaç rüya altýnda kalan.
Sakallarý uzamýþ adamlar, dudak üstüne býyýk düþürürken
Ve bir lamba isinde karavana yerken bilmezdiler büyük büyük adamlarýn
hokkasýna siyah mürekkep olacak yazgýyý.
(K)ömür, sömürülmüþ bakýþlarda bezginlik
Tebessümü çalýnmýþ çehrelerde baharsýz hazan...
Yine de böyle yürüyecek bu kervan(!)
Ölüm bile çoktur bazýlarýna
aydýnlýk beyaz içinde gelen.
Ah söz uçar köz gibi aðýt olur yokun dilinde
Gün uzar, yazýlýr adlarýnýz,bir kitabe olur,rahatlar
vicdanlar,
Bir yetim bakýþ, unutmak ister gibi yetimliði
Gelir gider, arar onlarca isim arasýnda en çok özlediðini.