her gece karanlýða býçak çekiyor gölgen
yüzü olmayan bir düþman gibi görünsen de
bilirim aslýnda dostum olduðunu
yoksa bunca yalnýzlýðý ve hüznü
kiminle bölüþürdüm ben...
ve sen kime gülerdin
kalýn perdeler ardýndan
kimle oynardýn bu hiçlik oyununu
kimin ellerini hissederdin yüreðinin üstünde
üstelik aradaki onca mesafeye
ve örülen duvarlara raðmen...
sýzlamaksa beraber sýzlýyor ciðerimiz
her çekiþimizde cigaranýn
kahrolasý dumanýný içimize...
tek farkýmýz
ben hapsediyorum dumaný içime
sen üflüyorsun gökyüzüne
beni içten boðan duman
seni sisten bulutlarýn ardýnda
bir þatoda saklýyor
ki aynalarda bile
tanýyamayasýn diye sen kendini...
sonra
yaramaz bir çocuðun
taþý gelip kýrýyor canýný
tuzla buz oluyorsun...
ve baþa sarýyorsun
yazýlmýþ ama okunmamýþ tüm masallarý
bu kez
okuyor ama yazmýyorsun...
bense
okuduklarýmý yazýyor
yazdýklarýmý unutuyor
unuttuklarýmý hatýrlýyorum
bir akýl oyununun döngüsünde...
masal bu ya
güvercinlerin kaný sýçrýyor üzerime
feryatlarý can yakýyor gelinciklerin
kulaklarýmý týkýyorum
yaðmur hýþýmla boþalýrken üstüme...
gözlerimi sabitliyorum
orada
gökyüzünde
dönerek süzülen maðrur martýya...
13.04.2014/Sev_tap