Ýki yürektiler
iki bekleyen
iki beklenen
toplam dört kiþi
beklenenler hiçbir zaman gelmedi
Ýki hayâlet hâlâ beklemede
Ýzbe otogar köþelerinde...
Seni beklerken
mesken edindim otogar köþelerini
az güneþli bol rutubetliydi bakýþlarým
camlarýn buðusuna yazdým
can kýrýntýlarýmý
küf kokulu avuntular biriktirdim
bekleme salonu yalnýzlýðýndan
düþmesinler diye
sýkýca kavradým delik ceplerimi
Gelen ama gelmeyen her otobüs için
bir çizik attým öfkenin kanlý hançerine
Seni beklerken
Çok geçmeden utandým yaptýðýmdan
Telaþla yeni randevular kaydettim
cildi daðýlmýþ vuslat defterime
Hayalini siper ettim bomboþ peronlara
Eksik seferleri tamamladým parmaklarýmla
Yokluðun arsýz kuru kalabalýk
acý anons yýrtýðý kulaklarýmda
Oysa kýzgýnlýðým
nihayeti belirsiz hesaplaþmaydý dudaklarýnda
Seni sevmek
zamansýz iklimlerde yitirip
tozlu þiir sayfalarýnda aramaktý seni
Sözcüklerdeki dudak izinden tanýmaktý sesini
Seni sevmek
Dizelerin ilk harfinde tutuklayýp
mýsra sonlarýnda salývermekti nefesini
Seni sevmek var ya
Çok da ciddi bir mevzu deðildi aslýnda
Aralýðý fazlaca býrakýlmýþ bir mýsradan
diðerine atlarken düþüp kaybolmaktý
sessizliðinin kör karanlýk uçurumlarýnda…