Sýla hasretiyle gezerken üzgün
Bir pîr-i fâniye rast geldim bugün.
*
Fersiz gözlerinde gölgeler gördüm
Sanki "Tadým-tuzum yok" der gibiydi...
Sabrýný sýnayan öfkeler gördüm
Çömeldi, bana da, "Çök!" der gibiydi.
Ýnsan bu! Gün gelip kalsa da darda
Bir çare gizlidir her müþkül, zorda.
"Sana anlatacak çok sýrrým var da
Önce sen içini, dök" der gibiydi.
Hâlini görenin sýzlardý içi
Anlardý varlýðý, yokluðu, hiçi
"Görmeyi bilene herþey geçici
Baki olan bir tek, Hakk" der gibiydi.
Bel iki büklümdü, yol çýkmaz sokak
Kaldýrým taþlarý yüksek(!) basamak
Saçlar dile gelmiþ, "Ýbret için bak,
Gördüðün kar deðil, ak" der gibiydi.
Nur yüzlü biriydi; sanýrdýn Velî
Cahili irþada yeterdi hâli
Sohbet dem aldýkça çözüldü dili
"Geçen gün ömrüme ek" der gibiydi.
Yorgun bakýþýnda cýlýz bir ýþýk
Benzi sapsarýydý eller kýrýþýk
Hedef belliydi de yönler karýþýk
"Beni bu dehlizden çek" der gibiydi.
Sordum, "kimin-kimsen, komþun, akraba
Evlâd u iyalin yok mu beybaba?"
Derin bir âh çekti; "Beyhûde çaba,
Her sorun kalbime, ok" der gibiydi.
Belli ki gönlünde mevsimler kýþtý
Mutluluk zamana karþý yarýþtý.
Ýþaret parmaðý söze karýþtý
Bu yaþlý kimsesiz, tek der gibiydi.
*.
"Oðlum" dedi...Sustu, gözleri doldu
Bastonun ardýnda gözden kayboldu...
Mecit AKTÜRK
Berlin, 20.03.2014