Fazladan özne kullanmaktan bu delilik
bir baþka deniz de sadece yosunduk
ýrmaklara aþýk
çaðýrdýðýnda
rüzgar yüzümü þey etti
serinlik. bunun yaný sýra mucizelere saplandý gözlerim
nasýl soyundum sevinçlerden
bir çýrpýda nasýl giyindim seni
yeni mahsül verirken kabaklar
biz hepimiz bir mil öteden sevdik
bin mil uzaktaki sevgililerimizi
buna þahit tuttum soðuk kalorifer peteklerini
içimi ýsýttý üþümüþ parmak uçlarým
kendime söylemekten memnundum, taþladým kasetleri
bir albümdü sadece;diþlerim kazmasý kadýnýn
yol doksanlardan biriydi eylülün
kanlar pýhtýlaþmadan dönmüþtü
arzuhalim
hazýrdým yeni kýzýllýða
(varolmadan hümanist oldum kýsa süre, insanlar ölürken insancýl takýldým)
tüm orospular pembe giyiyordu benim þehrimde
aðladýðýmda cebimde kopya kaðýtlarý çýktý
öðretmenim iki eliyle yanaklarýmý okþarken
senin ellerin vardý. aðlamadým, ellerine üfledim
büyüttüm pamuk tarlalarýný
adýn þey etti kahveme
soðudum. nasýl bir etle yarýldýn,
dokununca zabýtalar bastý
kanlýdonlarýndan çýktý ayaz demler
sahne tasarým tam akýmdý, uzun çubuklar devrilmeden önce
astýlar gencecik yaralarýmý, ihtiyâr takýldýk
kan sattýk teklif edilmemiþ pazar boþluklarýnda
hep bir fazla tümleçti
ant içtim
çalkalandýn
siyam ikizi kalçalarýndan taþtý
gülümsedi bulutlar
yaðdýn
süslendik sabaha
tam öpecekken aðzýndan seherin
iklim deðiþiverdi birden
her mevsime uygun aþklar var ettik
içimiz soðudu,
eðik borulardan aktý kan kýrmýzý ansýzýn
bir bardaða
Ay.
’Çay demle’ dedim, gizli öznemsin sen benim
elyazýnda olmasaydým yine de sever miydin
sanmam bu kutsal saçmalýðý
sadece çay demle
soðutmaya razýyým elimdeki her þeyi
yeter ki sokul,
buharýn genzimde.