Hýçkýrýk
Gidiþinden beri yar, ne haldeyim bir bilsen...
Sen sanki duldalara çöküp büzülmedin mi?
Yetmez mi bu ayrýlýk, n’olur ki geri gelsen?
Ben üzüldüm de yani, sen hiç üzülmedin mi?
Çektin o mihr-i mahýn, býraktýn karaltý/nda!
Kýrýldý sevda fayým bir viraneye döndüm...
Üstümüze yýkýlan bu enkazýn altýnda,
Ateþinle tutuþtum, göz yaþlarýmla söndüm...
Bir çile ipeðimdin, sarmalanmýþ, sarýlmýþ...
Kýzýl kývrým oldum yar, hicran vurdu belimden!
Ben bir sevdazedeyim baþým gözüm yarýlmýþ;
Düþtüm de ocaðýna, bir þey gelmez elimden?
Þimdi yaban ellerde gezerim ben týknefes!
Ne koþacak halim var, ne aðzýmý açacak...
Yar sende esir kaldým, ne duvar var ne kafes;
Kapatma kapýlarý, sanma esir kaçacak...
Sen hala yaþýyorsan aç beyaz mendilini...
Kollarým saðlam da ah, gel gör ki kalbim kýrýk!
Bir ses ver de ferahlat, duyur tatlý dilini;
Sökülsün, boðazýmda düðümlenen hýçkýrýk...
Antalya-2013/11
TDK:
dulda: yaðmur ve rüzgardan etkilenmeyen gizli, kuytu yer.
mihr-i mah: güneþ ve ay...
karaltý: hafif karanlýk, belli belirsiz, koyu renkli biçim...
sevdazede: aþýk, meftun, sevdalý, aþk vurgunu.
týknefes: kesik kesik nefes alan, boðuk...
ferah: gönül açýklýðý, sevinç, sevinme.
Halil Þakir Taþçýoðlu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.