Lacivert þarkýlarým oldu benim de
Morun alacasýna karýþan
Kýzýlýndan beyazý damýttýðým umutlarým
Gözyaþlarým oldu benim de
Kirpiklerimden uçuþuveren düþlere eþlik eden
Hazanlarým oldu benim de
Hüzünlerimi döktüm inleyen naðmeler arasýnda
Siyahi bestelerim oldu söyleyemediðim
Hýrçýni notalarým oldu yazamadýðým
Tutamadýðým hayallerimin kanat uçlarýnda sakladýðým
Mektuplarým oldu benim de
Adrese ulaþamayan
Devirdim kadeh yerine mýsralarý ve
Sarhoþ oldum bir Eylül akþamýnda
Benim Eylüllerimin Nisaný, Mayýsý,
Temmuzu olmadý hiç
Yaþayamadýn dolu dizgin sevdalarý
Çatlatýrcasýna topuklayamadým
Yüreðimin alaca atlarýný
Hasret aðacýna takýlý kaldý dileklerim
Umutlarýmdan fenerler yapýp denize saldým.
Oysa...
Oysa mavi sevdalarým olsun isterdim
Pembe umutlarým
Güneþi avuçlarýma
Mehtabý karanlýklarýma koyacak bir sevgili
Yürekli birisi çýkýp gelebilseydi
Gelebilseydi...
Ne beyaz atlý prensim oldu
Düþlerimde gezinen,
Ne þovalyem oldu
Kapatýldýðým kulenin zirvelerine týrmanan
Hatta Romeo da yoktu
Benim kitaplarýmýn arasýnda
Helen için memleketini yok etmeyi göze alan bir Paris
Þimdi diyeceksin ki ya Mecnun
Ferhat, Tahir, Kerem, Yusuf’a ne oldu.
Ah be yiðidim ahhhh...
Ýnan bana þimdiki sevdalar da
Sevgiler de sevenler de naylona döndü.
Geriye bir deli Asimaral kaldý
Asimaral...