FASIL
Mýzrabýn dem verdiði tellerin naðmesine,
Takýldý gönlüm yine udun mahzun sesine.
Sevdan yol gösterirken, mutluluk bestesine.
Saba’ mý çalan taksim Segâh’ mý gelen figân.
Bir çift göze fedadýr, fani bedende bu can.
Yay dokunsa kemana, ah eder gam derinden,
Sýzlayan yürek görse, deler ince yerinden,
Titreyen gönüllerin, farký yok diðerinden.
Hicaz’ mý çalan taksim, bilmem yine Hüzzam’ mý
Kara gözler ýslanmýþ, mendille dokunsam mý.
Usulca inler kanun, merhem gibi yaraya,
Damlayarak ses veren Tambur girer araya.
Ehl-i dille yakýþýr hem çöle hem saraya.
Mahur’ mu çalan taksim Nihavent’ mi gelen ses,
Ela göze ram olmuþ, vuslat bekleyen nefes.
Ummaný musikide, ol sabýrla bekleyen.
Ney eder kuru sapý, baþ pareden üfleyen,
Kaybolur dergâhýnda, Hak’tan hakký dileyen.
Rast’ mýdýr çalan taksim Hüseyni’ mi, Uþþak’ mý,
Bahanedir gözlerin, sessizce konuþsak mý.
Hanendeler bir olup, fâni meclis kuruldu.
Sazendeler usulü erkânla, meþke durdu.
Þairin feryadýyla eller, diller yoruldu.
Fasýldan yükselen ses, bestelerken nidayý.
Zikrediyor, gözlere söz belleten Huda’ yý.
Mart-2013
A.N.G
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.