Sarı
Baðlar kurudu, bahçeler sarardý,
Yaðmur çiseledi, hava karardý,
Bedenim yoruldu, saçlar aðardý;
Her hazan büyütür bir intizarý,
Toprak sarý, yaprak sarý, dal sarý…
Kuþlar göçtü, melâl benimle kaldý,
Hicran soluðu gece bende aldý,
Kayan her yýldýz ömrümden de aldý;
Diner mi ki ruhumun ah-u zarý?
Eylül sarý, bülbül sarý, gül sarý…
Mavi hülyalara uçtu kuðular,
Koylardan yükselir duman-buðular,
Ovalar mahzun, yas tutuyor daðlar;
Düþer yakýnda mevsimin ilk karý,
Þehir sarý, nehir sarý, göl sarý…
Rüzgâr acý ney gibi üfler durur,
Dalgalar azgýn tay gibi kudurur,
Sensizlik ordan oraya savurur;
Günden güne artar içimin nârý,
Çayýr sarý, bayýr sarý, çöl sarý…
Yaþanmamýþ gibi çabuk geçti yaz,
Öksüz kalan anýlar siyah-beyaz,
Kýrýk naðmelerle inliyorken saz;
Ay teninin renkleriyle gel gayrý!
Yaþmak sarý, kuþak sarý, þal sarý…
05.09.2013/Yayladaðý
Muhittin Alaca
Yaný baþýnda savaþ boyalarý sürünüp sýnýra askeri yýðýnak yapýlýrken, þair ilham perilerini toplayýp tahtýna oturmuþtu ve tüm duygusallýðýyla zamana meydan okuyordu.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.