günün yarýsýný parçalayýp fýrlatan
ekmek sahibi deðilim
ertelenmiþ binlerce düþ arasýnda nasýl da üþüyorum
dolaplar bomboþ,
bir çocuðun hiç olmama niyetlerini taþýyan günler
o çocuk ne anlatabilir ki çýðlýk atmaktan baþka
böylece sarýlamýyorum dahi kabuslarýma
deniz az önce önümden geçen kýzýn kotundan aktý
ormanda yalnýzým
yalnýzlýk çok acý
duy beni diyorum, duy
sil ellerinle gözlerimde kalaný
otobüs duraðýnda rast geliyorum Gandi’ye
kedinin birine dikmiþler ruhunu
sözcükler büyüyor böylece
ben aynýyým
düþmaným sençekimlerde küskün arýzalara gebe
ne elmanýn ne de bir baþkasýnýn kurduyum
sokaklarda dolaþtýðým saatler
hamisiyim gölgemin
hamiline talihsizliklerde
gün buruþturulmuþ kaðýt parçasý
ne çok saatimiz vardý bizim
ýraklýklarýmýz
korkarým seni özlemeye sebep düþman eder beni geçmiþe
duyuyorsun, bak ellerimin üzerinde kalbim,
avuçlarýmda yunusun sesi
bir balina kadar olamadýðým için
tenimden korkuyorum
tenim imkana itiyor yaþamayý
miyavlýyor,
yeminleri, sözleri, sövgüleri askýya alýnmýþ saçlarýnýn
izi çok,
binlerce yýl yaþamýþým
yüzdüðüm çýrýlçýplak deniz
kasýklarýmda öfkem
güzel çocuklar ölüyor
o kedinin gözlerine bakýnca anlýyorum
hasmýmýn kollarý sýrtýmda
düþmanýmla iþbirliði yapýyorum
ona tecavüz ettiðimi görüyor
bana tecavüz etmesine imkan yasadýþý mektuplar
padiþah üzgün
hanýmý yüzlerce yasin okutuyor hareminde
kedi miyavlýyor
evcilleþmiyor sana olan nefretim
asla sen olduðundan deðil
sen firardasýn
sen yeryüzüne býrakýlmýþ kutlu taþ
duy beni diyorum, duy