Yalnızlığım Ve Sen
Yalnýzlýðým
Kýsa gülen
çilesi uzun adamlar gibi düþüyorum zamana
iþte
yalnýzlýðýn buruþukluðu bundan dýr diyordum saklýma..
kaleme düþen þiirin nefesini kesmiþtin
seni duygu ile ýslýyordum bayraðýn içinde
oysa sen
rengimi sorguluyordun kendinde
görüyor ve susuyordum
ünlem olarak düþüyordum, gözlerine..
güven çýkmazýna girmiþtin
halbu ki
gözlerimden okunuyordu
attýðým imzanýn altýnda oturduðum..
mesul olmayan kaderime
boyumdan uzun bir iz oluyordun benliðimde
bilmiyordun
sesimde ki kalabalýk
içimde ki yalnýzlýðýn doðurduðu
aðlayan öksüz suret di aslýnda
yarýna eksiliyordum, yoktun çünki
belki de hiç varolmamýþtýn
yazgýmdaki yemin gibi
öylece uzaktan yazýlmýþtýn kim bilir
aslýnda bir türkünün eþliðinde
coðrafyamdaki mevsimde
yaþlý gözlere yaslanmakmýþ
düþlerin rüzgarýna kapýlmak...
ben mi gelmiþtim sana
yoksa
sen mi gitmiþtin bana
o arada anlayamadým
öyle sýðýnmýþtýn ki
savunmasýz ve çokca
kimseye yer kalmamýþtý içimde baþka
sen
sensiz sessizliðimde sarhoþ kelimelerden okuduðum
bir þiir din ömrümce..
sanki
gece olmuþtum karanlýða
ýssýzdý
içimde bir boþluk
ellerimde yalnýzlýk
cebimde bir kaç gelecek akýyordu
zamanlarýn zifiri odasýna
þuursuzca...
Ve Sen...
bakýþlarýn vardý,
kelime sayfaya düþerken, dilini unutuyordu
cümle bütünlüðü olmuyordu bir türlü
noktanýn önünde duruyordun
harfler eðiliyordu önünde
aslýnda satýr yasalarý kurmuþtum
yine de anlatamýyordum çokluðunu
ve seni anlatmak cenneti anlatmaktý
düþtüðüm derinliðin böyle bir þeydi iþte..
vakitsizce yazamadýðým þiirdin
oysa yýllarým seni beklemekle geçmiþti
þimdi karþýmda duruyordun öylece
ve ben savunmasýz kalmýþtým, ulu orta
farklý idin yer/in/yüzünde
çünki
gölgesiz yürüyordun, Güneþin altýnda..
gel, yalnýzlýðýma gece ol
aç karanlýðýmý puslu düþlerimden
say ki bir yýldýzsýn dokunamadýðým
in gögüs kafesime
yürü solumdaki köprüde
sýratým ol ahirime
tut ellerimi, býrak avuçlarýna sonsuzluðu yazayým
gel otur yanýbaþýma, sana aþký anlatacak
titreyen elleri ile
yüz yýldýr seni bekleyen içimdeki çocuk..
hasretin nefesim olmuþtu
döþümde ki göðüs, kafesini zorluyordu seni düþünürken..
bunun adý ne bir aþk, ne de bir sevgi idi
yüreðimi kalbine mühürlemiþtim, topraða kadar gidecekti
geceden siyah çalmýþtým rengi eksik kalmasýn diye
sensizliði kara sevdaya boyamýþtým ben
mesafa derinliði içimde sonsuzluk gibi idi
sen zamandan beni çalýyordun
oysa ben, dar bir þehrin puþt sabahlarýnda
sevdanýn karasýný yazýyordum ama sen bilmiyordun, sende ki zamanlarda eskiyordum
yatýrdýðým gözlerin önüme önüme düþüyordu
eðer bir görebilse idin içimde ki seni, orada öyle durup bana bakarmýydýn sevdiðim
böyle mi olmalýydý sensizlik, sanýyormusun yokluðunda yaþýyorum
dilimde kelimelerin aðýrlýðý ismini yazýyordu benliðime
ben seni bastýðým topraðýn bütünlüðünden, çok daha büyük sevmiþtim...
Farzet ki bir denizsin
göz uclarýmda
al beni derinliðine
sokul bana benden içeri
ýslat çöllerimi kum halimle
sonra istersen
dalgan ile vur beni kayalýklara
yosun yapýþtýr tenime
sen koksun terim
gel otur yamacýma þöyle
geceden karanlýk yazýlan, sevdayý anlatacaðým
arada bir, tut soluðunu kesilmesin..
dokunmuþtun içimde ki çocuða bir kere
sen yoksun ya hani
aðlýyordu içimdeki sensizliðim, usulca
dünyam deðiþiyordu gözlerinde
bazen bir poyraz oluyordum dudaklarýnda
savruluyordum çýldýrmýþ sýlana
bazen de bir ateþ oluyor düþüyordum, vakitlerime
hele o gülüþünde gidiyordum, üç yaþýma
neden çiçek açamýyorum, anlamýþtým
yapýþan aþkýn
sanki gözlerimde atýyordu
solumda ki avuntum, çýldýrýyordu
gel sokul yamacýma
sarýl bana, kömür attým kollarýma
sana sevdayý anlatacaðým...
sanki bin yýldýr tanýyordum seni
iþte onun için
imanýmda ki kuran dan çok daha eski sevmiþtim seni...
sorgulama boyutlarý
elbisenin ne önemi vardý ki
soyunmuþtum parmak aralarýndan hayata bir kere
bakir sevdan gözlerinden akýyordu
her damlasýnda boðuluyordum, çýkamýyordum
tutma, býrak içindekileri
izin ver içindeki baharda açayým
döllenmesin kalbimde ki heyecan
haydi ver elini geleceði yazayým
hiç çocuk olmamýþ bir erkeðin
kirpik meþelerinden baþla hayata
sokul yaný baþýma, sana seni anlatacaðým
dört yaþýndaki gözlerimin
kardeþini bulan, öksüz çokluðu ile...
ben seni cehennem derinliðinde sevmiþtim...
haydi,
bana özlemi anlat çocuk
yatýrdýðýn gözlerin, batýrdýðý gemileri anlat
her nabýzda
sevgi ile büyüttüðüm
büyürken içinde küçüldüðüm sevdayý anlat
bana sevmeyi anlat çocuk,
gözlerine düþtüðünde ki titremeyi
kalp çýldýrmasýndan korkan bedeni anlat
çektiðin nefesteki gözleri
o nefesi verirken gördüðün bakýþlarý anlat
anlat ki þiirlerim sevda boyansýn çocuk..
bir bakýmlýk gökyüzü deðildi benimkisi
bir kadýný deðil bir ülkeyi sevmiþim, bilemedim
ben küçülürken ne kadar büyük olduðunu
topraklarým sýnýrlarýna dahil olduðunda anlayabilmiþtim ancak
þimdi bana sevdikçe parlayan, gümüþ sevdayý anlat çocuk
kurak topraða düþen yaðmurun
düþtüðü yerde ki özlem kokusunu
o topraðýn yaðmuru nasýl emdiði anlat
özlemin insaný kendi içinde
ne hale getirdiðini ve
sýrat köprüsünde ki sevmeyi anlat çocuk
benimkisi
öyle iki kelime altý heceli ezber deðildi
küçük harflerden kurulan basit kelimeler ise hiç degildi
kýrkbeþ sene cehennemde itina ile büyümüþ
bir yangýn topu idi
namlumun aðzýnda
ülkemin ikliminde mevsimler kuruluyordu
sebepsizce deðildi
sýlamý yakan bakýþlarýn
gözyaþýmda ki masumiyettin sen...
25/07/2013 ÇORLU
Þiiri önce güne düþüren seçki kuruluna ve deðerlerine teþekkür ediyorum, onur duydum mutlu oldum ve sayfada ziyaretini eksik etmeyerek onurlandýran sevgi dolu yüreklerin hepsine ayrý ayrý teþekkürlerimi bir borç biliyorum, þeref verdiniz hepiniz...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.