Ruhumu dolaþan dili dinledim bu sabah
Kronikleþen aþk sancýlarýyla uzandýðým oda
Dört duvarýn tutuþan renkleri de deðiþmiþti
Gitmiþtim hiç gelmemeye doðru, gitmiþtin
Dünya üzerindeki en bilinmez þefkât ayini
En tehlikeli virüsü ecnebi dokunuþlarla öptü
Sedye üzerinde hýzla geçiliyordu o sayfalar
Ýlk defa zehirlememiþti oysa ki kutsal kökleri
Tüm öðretiler sýrtýný dönmekten geçiyordu
Yüksek daðlarda öpüþmeye veda eden hareyle
Hiç tutulmamýþ o mucizenin son arzusu
Ýnandýklarýmý ve inanmadýklarýmý görebilmekti
Sana dokunmayý anlatýyorum dokunulmazlýkla
Milyonlarca kemik torbasýndan çýkan seslerle
Belki de korktuðum için korkularýnýn gücünden
Yanýlmayý reddediyorum Tanrýnýn huzurunda
Leþ kokusuysa çoktan sardý yaþadýðýmýz kenti
Ezilmiþ çiçeklere aðlýyor bütün bahçeler
Tasavvufu yazýlmamýþ roman gibi sokaklar
Bize benziyorlar boþaltýlmýþ, yýkýk ve kederli
Düþlemek, ikinci kez doðurmak gibi Firavunu
Sýðýnacaðým bir denize boþ gözlerle bakmak
Gaz banyosunun ardýndan çokça seni unutmak
Tecavüz edilmiþ yüz binlerce ruhun hissettikleri
Yeniden yaþamak umudu býrakmýyor savaþlar
Kireçleyerek gömsem seni, unutur muyum?
Tüm unutamayacaklarýmýzýn arasýnda öldü aþk
Gitmiþtim hiç gelmemeye doðru, gitmiþtin…
.