Üç aylar içinde sahabi efendilerimizi anlatan bir þiir yazalým etkiliði için nasibimize düþtü: Ka’b Bin Malik (r.a.)
Þiirdeki her türlü kusurumdan ve hatamdan dolayý Rabbime sýðýnýrým. Üç aylarýn Ümmeti Muhammediye baþta olmak üzere devletime, milletime ve tüm insanlýða hayýrlar getirmesini dilerim.
Arabistan’da bir þair vardý. Müslümanlýðýn ilk döneminde. Ýkinci Akabe biadýnda söz vermiþti. Allah’a iman edecek, peygamberi destekleyecekti.
Bedir savaþýna katýlamamýþtý. Çünkü Bedir O’na göre Akabeler kadar mühim deðildi. Bedir bir sefer deðildi. Müslümanlara cihad izni verilmeden önce Müþrikler Müslümanlara defalarca saldýrmýþlardý. Artýk müslümanlar da kendilerini savunabilirdi. Mekke’li müþriklerin zararýna olacak þekilde hareket edebilirlerdi. Haber gelmiþti. Suriye tarafýna gitmiþ ve dönmekte olan Ebu Süfyan’ýn kervaný yoldaydý. Peygamber bu nedenle yeteri kadar müslüman ile yola çýktý. Ebu Süfyan’ýn da bundan haberi olmuþtu. Kervan yön deðiþtirdi ve kurtuldu. Mekke’den yardým talebi de olumluydu Mekkeli’ler yaklaþýk bin kiþilik asker göndermiþti. Müslümanlar ise üç yüz civarýndaydý. Kervan kurtulunca Müþriklerin bazýsý þavaþmak için neden yok dese de Müþriklerin çoðunluðu sayýlarýna güvenip savaþ istiyordu. Bedir bir destandý, Ýslamiyet’in dünya üstünde var olma destanýydý.. Bedir bir sýr fýsýldardý o günden bu güne... Bir Müslüman üç müþriðe bedeldi...! "Hakiki iman eden dünyaya meydan okuyabilir"di...!
Tebük seferiyse bambaþkaydý. Kur’an ifadesiyle “Zorluk Gazasý”ydý. Ordusu da “Zorluk Ordusu”ydu Ömer bu seferde geri kalmýþtý Ebabekirden Ve bu yüzden aðlamýþtý...! Bu seferde Osman’dan razý olmuþtu peygamber! Bu sefer için verilen sadakalar hazinelerle ölçülmüyordu. Sadakasý kabul olunanlarýn yazýldýðý divan bu seferde zikredilmiþti. Bütün müslümanlarýn hazýrlýk yapmasý isteniyordu. Sefer uzundu, düþman güçlüydü. Münafýklar bu sefer öncesi kendilerini belli etmiþ, Bu sefer öncesi münafýklara yardým eden bir Yahudi’nin evi yakýlmýþtý. Ýlk defa seferin nereye yapýlacaðý Tebük için bildirilmiþti. Bu seferde tembeller ve ihmalkarlar da açýða çýkmýþ... Bahaneler üretilmiþti! Mevsim çok sýcak ve meyvelerin olgunlaþma zamanýydý. Hem Tebük uzaktý, düþman da kalabalýktý. Düþman Bizans’tý...! (1434 yýl önce dünyanýn en kuvvetli devletiydi.) Tebük seferi bambaþkaydý. Ka’b bin Malik de gölgeye ve meyvelere düþkündü. Bugün yarýn hazýrlanýrým derken geç kalmýþtý. Bu seferden geri kalmýþtý þair. Biraz daha bekleseydi peygamber ve dostlarý Giderdi, gidecekti. O da Dostlardandý. Þair bile olsa o da sýnanýyordu demek ki…!
Kara gök gürüldesin semada. Korkmuyorum. Bin yýl, ikin bin yýl sonra ben... Ya geç kalýrsam... Saðanak saðanak ýzdýraplar devþiriyorum. Ebabiller kirpiklerime kanat çýrpmýþ. Ebreheler gönlümü talan etmede. Ebabiller bereket için uçmaz ki. Ebreheler boþuna gururlanmaz ki… Fil ordusunu daðýtanlardan korkuyorum Ýþte bu yüzden korkuyorum kuþlardan....
Tebük seferine bahanelerle katýlmayan, Kaç kiþi kalmýþtý Medine Sokaklarýnda, Yetmiþ kiþi, seksen kiþi belki de, Medine bomboþtu... Medine’nin taþlarý sefere gidenlere aðlýyordu... Þair tanýrdý dünyayý. Yýldýzlarla fýsýldaþýr. Taþlara dost olmayý da bilirdi. Hurmalarý çocuk gibi sever. Sularla kaybolup giderdi çöl düþüncelerinde...
Ya ben nasýl kaybolayým kendimden? Yedi milyar ayna kök salmýþken beynime! Yedi milyar insan nefes alýp verirken kalbimde! Orhan gazi nasýl vurulduysa Hilofiraya Yýldýrým nasýl yenildiyse Timur’a Ben de öyle vuruldum ve yenildim Kendi içine defnedilmiþ bir mezara gömüldüm. Bahaneler üretiyorum.!!!
Peki ya… Ka’b…. Neler düþünmüþtü beklerken? Gidenler nereye gitmiþti sefere? Bizans’a karþý kazabilir miydiler? Ka’b neden gitmemiþti.? Peygamber ne düþünürdü O’nun hakkýnda? Hiç adý geçmiþ miydi oralarda? Þiirleri okunmuþ muydu seferde? Bir þair ne düþünürdü bu durumda?
Seferde Ka’b’ý hiç sormayan peygamber, Tebük’te sormuþtu onu. -“Ka’b ne yapýyor” demiþti. Cevap vermiþti Abdullah Bin Üneys: -Elbiselerine ve boyuna bakýp gururlanmasý O’nu seferden alý koydu” ya Nebi diyordu. Mu’az bin Cebel de : “Onun hakkýnda iyilikten baþka bir þey bilmem” diyordu. Peygamber susuyordu.
… Ve Tebük seferinin deðeri neydi Allah nazarýnda? Peygamber ne kazanmýþtý bu seferde? Maksat hasýl olmuþtu iþte... Savaþ olmasa da... Müslümanlar imani bir zafer kazanmýþtý... ... Gitmeyenler gidenleri karþýlýyor. Gitmeyenler peygamberi kutluyor. Gitmeyenler özür beyan ediyordu. Þairin ise özrü yoktu. Ne diyebilirdi ki...? Doðruyu söylemekten baþka. Sýðýnmadý yalana Ka’b Bin Malik: Seferden geri kalmak için bir özrüm yoktu! dedi “Doðruyu söyledin" diye karþýlýk verdi peygamber. "Þimdi kalk, Allah hakkýnda hükmünü verinceye kadar bekle!”dedi. Ka’b ayrýlmýþtý mescid’i Nebevi’den Kaç kiþi yolunu kesti. Yanlýþ yaptýn dediler. Küçük düþürdün kendini! Peygambere özür beyan etseydin. Allah da affederdi seni dediler.
Bu sözler ateþ gibi yayýldý Medine’ye Özür beyan edenler dýþlandýlar Allah’ýn selamýna bile hasret kaldýlar Evlerine kapandýlar… Utandýlar
Ka’b ise hiçbir þey olmamýþ gibi Cemaatle namaza devam etti. Çarþýda pazarda dolandý. Kapanmadý evine. Yakýþmazdý da þaire. Gel gör ki: Kimse konuþmuyordu. Peygamber de ondan yüz çeviriyordu. Görmezden geliyordu...
Ka’b… Veryansýn etti dostlarýna. Ey Ebu Katade dedi: “Bilmiyor musun Allah’ý ve peygamberini nasýl sevdiðimi.” Cevap gelmiyordu. Cevap gelmedikçe soruyordu.. “Bilmiyor musun Allah’ý ve peygamberini nasýl sevdiðimi.” Cevap gelmiyordu. Cevap gelmedikçe soruyordu.. “Bilmiyor musun Allah’ý ve peygamberini nasýl sevdiðimi.”
Ebu Katede dayanamadý. “Allah ve Resul’ü daha iyi bilir” diyordu. “Allah ve Resul’ü daha iyi bilir”
Ka’b aðlýyordu. Aðlayarak düþünüyordu. Beklemesi gerekiyordu demek ki... Ne demiþti peygamber o’na “Kalk ve bekle”
Yapayalnýz kalmýþtý. Dýþlanmýþtý. Bu hâl elli gün sürdü. Sanki elli asýr gibi gelen elli gün… Üstüne üstlük….Bu gurur kýrýcý olaydan sonra Bir mektup geldi Kýptilerden Þöyle diyordu Kýptiler Ka’b’a: “Hukukunuz çiðnenmiþ… Kýymetiniz bilinmemiþ… Yanýmýza gelin, size ikramlarda bulunuruz….!” Þairlerin deðerini bilenler de vardý iþte. Peygamber de haber göndermiþti ayný günlerde “Zevcesinden uzak dursun” denilmiþti. Bir tarafta dýþlanmýþtý Ýncinmiþti gururu. Kara bir yalnýzlýða mahkum edilmiþti. Diðer tarafta izzeti ikram daveti vardý. Þiir yazmayý bile baþarmýþtý da Aklý daha önce böyle çile görmemiþti.
Müslüman olmuþtu oysa, Yetmiyor muydu? Bahanesi yoktu iþte! Ýcabet etmemiþti bu sefere. Zorlama var mýydý dinde? Susacak mýydý...!
Ka’b susmadý. Kýptilerden gelen mektubu buruþturup attý. Sesi çýkmýyordu ama Daha da ezilmek, dýþlanmak istiyor gibiydi. Çünkü bunu hakettim diyordu!
Elli gün, elli asýr gibi geçmek bilmedi. Duvarlar üzerine yürüdü. Sular onu boðmak için yaratýlmýþtý. Hurmalar zehirli akrep gibi dilini ýsýrýyordu. Elli gün, elli asýr gibi geçmek bilmedi. Secdeleri gözyaþýndan ýslanýyor. Kýyâmda duramýyordu utancýndan. Rükûya koþuyor. Dayanamýyor atýyordu kendini secdeye. Deli gibiydi.. Nasýl dua ediyordu bilmiyordu. Duymuyordu artýk kendini. Duymuyordu.
Bir sabah namazý ertesi Sesler yükseliyordu. “Ey Malik oðlu Ka’b müjde...” deniliyordu. Üç sahabinin de tövbesi kabul olunmuþtu. Diðer iki dostun tövbesi : Bedir’in hürmetine kabul olduysa, Bu þairin tövbesi niye kabul olmuþtu?
“Onlara, þairlere ancak, sapýklar uyarlar” Diyorken ayeti kerime... Þairin tövbesi nasýl kabul olurdu? Þairler aðlarken, Peygamber ayetin devamýný okudu. “Ancak iman edip, Salih iþler yapanlar… Ve Allah’ý çok ananlar müstesna… Onlar diðer þairler gibi deðildirler”
Ey Ka’b … Tövben nasýl kabul oldu? Doðruyu söylediðin için mi? Cemaatle namaza koþtuðun için mi? Þair olduðun için mi?
On beþ asýr sonra Biz ne yapalým ey þair… Nasýl tövbe edelim …? Tövbemize nasýl sabredelim....!
Bizim cemaatimiz Yanýmýzda sahabe arkadaþlarýmýz yok .. Ne dersin ey Ka’b... “Kalk ve bekle” der misin peygamber gibi… “Kalk ve bekle” der misin…
Sosyal Medyada Paylaşın:
Dünyevî Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.