ahlaksýzlýk saati
parmaðýmý daldýrdýðým yer de balý kalmamýþ dünyanýn
yokluðu yýkýyor yaðmur
kalýbýmdan utanýyorum kimi zaman
boþa sürülmüþ tarla saçlarým
bir an unuttum zannetmiþtim, yanýlmýþým
seni ýslatan kalbini sevdiðimden beri hep ayný
on sekiz mi, yoksa otuz üç mü
akþamlarý iple çekiyorum,
bir baþak saçýlýyor tohumundan
hatýrlanacak son tablo bizimkisi
bir orman deðil ama, bir sunumda deðil
bir daha peygamber gelmeyecek diye üzülmemeli
sonuncunun sözünü hatýrlamalý, anýlarý tazelemeli
rüya görmeli kýsaca
sahih bir hadise olmalý bizimkisi
hatýrý sayýlýr tangolar özlüyorum
inildiðinde ve çýkýldýðýnda efsaneler yaratacak
kanlý bir barakadan çok uzak
matem pes demeli
aklandýðýmýz akþama inat hazineler bilinmeli
bilindik hatalarla kaynamalý barut tarlalarýnda iz býrakmýþ topuklarýn
doðaya salýnan o renksiz gazý tutmaktan aciz ellerimiz
acý komplolarýndan bir aðaç budamalý
feriþtahým gittikçe incelen tiner kokusu
baþtan kýrýlacaðý belli cam deðil tenlerimiz
bir korkuyu tutmamalýyým
itiraf etmeliyim ki bu aralar uzaðýz da o þehavani küfürlerden
cesaretle çekilecek sürmeler dumana bulanmadan
bir çocuk kadar yalnýz kalmalýyýz
her bakýþýnda en büyük itiraftýr bu yanýþ
saati olmaz, ahlaksýzlýðýn aþkaltý dilenmeleri þu saniyeler
günde iki kez böyle olmazsa, olmaz aþk dedikleri