Baş dündüren korkusuyla geliyor barış!

Þeytan kýrmýzýsý dün feryatta bugün
Kaçýyor Nazým’ýn resmedeceði tualinden, kaleminden
Örtün dehlizi örtün: Kýrýlsýn Musalla taciri Azrail’in öfkesi
Kaçýlýr mý Necip Fazýl’ýn barýþ vadeden þiir renginden!
Hayýflanarak boyun eðin sevgi hürmetine
Kýzýl eylül söz üzere aðardýðýnda çözülende çoðalan giz
Dirimlerimizi bölüþtüðümüz sinemiz batakhanelerde söyleþir

Bir özge vakti
Bütün ölümler kýna vurduðunda göðsümüz üzerine;
Uðultular içre üflenen surla yontulur damarlar

Dicle aðýda doydu zapt edin içinizin çaðlayan Fýrat’ýný
Her seher buz gibi içtiðiniz hazlarý savurun bulutlara
Ufuklar Âlem-i ýslýk çalan nefislerden çýnlasýn
Eþsiz yankýlarla barýþ þarkýlarý söylenirken
Gökyüzü yangýnlarýyla aydýnlansýn Mezopotamya

Fýrat’ýn nefesini soluyan gözyaþlý gönlü yaslý ana
Ciðerparem diye kükrediði uçsuz bucaksýz kayalara
Sarp daðlara ayyuka çýkan her nidâsý
Hüzmeler saçarak insin çorak yüreklere
Gündüzün en mert halinde bir neyin hazin naðmesinde

Er’ini kaderin avuçlarýna kar taneleriyle býrakan nazlý kýzýn
Silueti kör avcýlara sýrlý sözleri mýrýldansýn titresin cümle kalp
Kumrallýðýnda akþamýn yaþanasý Nevbahar kuþatsýn
Barut kokan dilleri; tunç beyinleri sürülsün ütopyalardan
Kendini kýrpan göz yüzsüzlerin gözyaþlarýný demetlesin
Leyl vakitleri doruklardan esen zencefilli rüzgarla

Katil bir telaþa düþsün ateþe el basýp küle yemin edenler
Günahkâr korkularýn gazabýna uðrasýn ýþýklý mevsimleri
Kaktüs ruhlarýný gezsin pervasýzlarýn titretsin ikindi gölgeleri
Mâverâî düþleri sýðýnmacý misali ummanýn buðulu kýyýlarýnda
Baharýný arayan yaðmurlara; zencefil bir efkâra tutunsun
Taþsýn çöl ayazlarýndan þakirtliðin içinde kalan öyküsü

Istýrabýn feryadý sonsuzluða kurulup mavra geçer nazýyla þafaðýn!
Kan bu ve kemik ve gelir konaklar ruh!: Vurgun yediðimiz arþ-ý âlâya
Teleklere yazýlan elifin i mgesini geride býrakýp haramice kaçabiliriz ancak

Sosyal Medyada Paylaşın: