Siyah bir bant bulunmalýydý ilkin
siyah ve yapýþkan
tüm devreleri yöneten bir çipi
sarmalýydým Vietnam’dan.
fakat olmadý. bizim rebellerimizde mavi donlu adamlar astý
sonra kýnamaya baþladýk sabah ezanlarýyla,
salat, cellat mýydý? asla!
yine de temizlenmedi namýmýz
insanlýðýn yüz karasýydý ak maskelerle dolaþanlar
ötelenenler iþ kazasý maðduru
amirler de göbekli
kadýnlar da asi
çocuklar yalnýz.
buradan itibaren kestim tüm iliþkimi o soyu ucuz inti fatlardan
yeteri kadar depolanmýþtý öz erkliðim
insandýk; hani tam da dý’k derken yutkunan boðazýmýz
bir yerlerde soðuktu macera
ve dopdoluydu güneþ altýnda çýrýlçýplak aðla yanana.
görmedim
bir umut kaçýðýn üzerini bantladým
ve tükürükledim
defalarca okþadým
sonuçta bir insanýn kaçabileceði en özgür yer de
o kadar yüceltilen varlýðýn sarý bir bok
t
a çekilebilecek yüzlerce sebepten küller savurdum
anamdan emdiðim süt kadar helaldi aynada gördüðüm.
bant fayda etmedi
çip çoktan köklerine inmiþ kurdu gönülden çýkarmýþtý
dokunmam bile faydasýzdý
topladým her þeyini
ara sýra özler gibi yaptým onu
ama hiç çýkarmadým çekyatýn altýndan
neler gördü
neler geçirdi
kimbilir en masum gladyatör oydu.
üç kiþiydik
ayna da bile üç
ben beni gördüm
o beni
ben onu göremedim.