Yorgun telaş ve İstanbul
Yorgun telaþ ve Ýstanbul.
Yorgun bir þarký mýrýldanýyordu camdaki kadýn
akþam olmak üzereydi
ikindi namazý kýlýnalý çok olmuþtu
balýkçýlar aðlarýný toplamýþtý
son müþteri kasadaki bütün hamsiyi aldý
belli ki kalabalýk bir ailesi vardý
Hüsnü efendi pencere önündeki sedirde yerini yeni almýþ her zamanki köþesine baðdaþ kurup oturmuþtu
tam sigarasýný yakýp tellendireceði esnada daha bir nefes bile çekmemiþken sigarasýndan
cýrtlak sesli karýsý baðýrdý merdiven baþýndan
belki görmemiþti ama biliyordu elli yýl ayný yastýða baþ koyduðu kocasýný tanýyordu
-yine mi sigara yaktýn zaten paralarý hep cayýr cayýr yaktýn yýllarca
oysa hayat ta yorgundu
sigara da
karþý apartmanýn camlarýný son bir kez parlatmaya çalýþan temizlikçi kadýn Þerife de
yorgun þarkýsýný salýverdý aþaðýya
þarkýnýn bu ilk intiharý deðildi ki
dükkânlarýn kepenkleri bir bir kapanýyordu
akþamýn hüznü çökmüþtü sokaða
yorgun þarkýyý her akþam ayný yerden geçen demircinin yakýþýklý çýraðý tutuverdi
ýslýkla çalmaya devam etti
çýrak daha onbeþindeydi çok yakýþýklýydý can yakacaða benziyordu
Karsýn kazalarýndan birinden gelmiþ kalabalýk ailesi iki odalý eve zor sýðmýþlardý
balýk istifi gibiydiler lakin
sabýrlarý yorgun deðildi umutlulardý gelecekten
delikanlý istikbal vaadediyordu
belki de bütün aileyi kurtaracak ilk ve son yüze gülen kaderleri olacaktý onlarýn
yorgun deðildi çaký gibiydi
yakýþýklýydý
abi baba korkusu olsa da bütün o yaþtaki yeni yetme kýzlar onun geçeceði saati bilir kapý önüne çýkarlardý
korkularýna raðmen akþam oldu mu yorgun
merdivenlerden inip kapý önünde boy gösterirlerdi
sokaðýn karþýlýklý köhne everi cumbalý ve iki katlýydý
Ýstanbulun eski semtlerinden biriydi
Ýstanbul da yorgundu
Anadoluyu sýrtýnda taþýmaktan yorgun fakat çok renkli
gök yüzünde yýldýzlar belirginleþti
içlerinden biri o da salýverdi kendini aþaðý
demirci çýraðýnýn adý Selahattindi
yorgun Ýstanbulun taze yüzü oldu
adýný deðiþtirip Emir koydular
Ýstanbulun en ünlü ünü dünyaya yayýlan baþarýlý sinemacýsý oldu Emir Çaðlayan
Ýstanbul sevgilisinin kollarýnda güne gerinerek uyandý sabah ezaný okunuyordu
Boðaz Haliç galata ve kýz kulesi muhteþemlerdi
Süleymaniye camiinin nur yüzlü güzel sesli müezzinin sesiyle inledi her yan
Henüz giyinmemiþti ya Ýstanbul üryan
kapýldý telaþa
o telaþla feracesini takýverdi sýrtýna
yorgun yorgun gülümsedi
fecrin kýzýlýyla pembeleþti yanaklarý
30/Eylül/2010/Perþembe/Bodrum
Yüksel Nimet Apel
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.