Gülüşün de bir yurdu var dahası dili, ayrılığı öperken unuttuğu söylerken uyuttukları ha bir de kimliği var İki yanak arasına gerilen o etten ip, sicim, urgan yani dudak yani elma bir yanıyla kırmızı diğer yanı kül çığlığı işte o ipin kendisini diyorum gözlerini iki yana açıp hiçbir fikre tutunmadan geçebilir misin? dahası merdivenleri hani taştan, tahtadan ya da insandan o merdivenleri tek fir fiske darbesiyle yalnızlığına benzetebilir misin? Ben yaptım...
Her gözün gördüğü biraz da dilin sustuğu değil midir? Bu tüm yargılardan oluşmuş mahkemede bana suçtan da masum bir şey gösterebilir misin? Ben gösteremedim. Bir eşkâlin tam orta yerinde özne ile etin devrikleştiği o kandan cümlenin en unutulabilir olduğu o demde böylesi bir kahkaha öldürülmez de ne yapılır! Şahsen ben yapmadım
İşlediğim her cinayetin ardında kanıt niyetine bıraktım hayatı izlerler dedim takip edip bulurlar dedim bunca labirentin içinde ismime tahsisli yönleri ben var etmedim ki! ölümü de ben icat etmedim sadece yaşamda denedim. olmayan şeylerin ölümünü anlamıyorum üzülmek fazla tanrısal kusuruma bakma ama ölmekten öte bir ben tanımıyorum
Sosyal Medyada Paylaşın:
yara terbiyecisi Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.