kedileri sularken son derece ciddiyimdir bu ciddiyet az biraz dede yadigârý az biraz da her sularken çiþimin gelmesinden ötürüdür Zaten böbrekler de dede yadigârý sayýlabilir sorun ne kedide ne de sulama iþlemindeydi asýl sorun karþý daireye taþýnan kýzdaydý hayýr, kýzýn herhangi bir sorunu yoktu son derece sarýþýn buz hýrsýzý gözlü kendi halinde bir çýtýrdý tek kusuru þizofren ördeðiydi efendim üzerinize afiyet bu ördek kendini su hortumu zannediyordu içtiði suyu gagasýndan dýþarý pürkürtüp çiçeklre nifak tohumu ekiyordu kanýmca muhafazakârdý ördek... Zaten muhafazakârlýk bildiðim en iyi yatarým aracýdýr.
kolombiyadan eþek sýrtýnda getirdiðim kahveleri arka odadaki develerin hörgüçlerine gizleyip lambalarý da görücüye çýkardýðým bir gün uðradým kahve istemeye zile bastýðýmda içimden bir kurbaða masala dönüþtü burnu uzadý küçük kara balýðýn... Bir "buyrun" kelimesi hem bu denli çoðul hem bu kadar türkçe nasýl söylenebilir ki sanki o hatun buyurmak için yaratýlmýþtý ya da buyur kelimesi aile yadigârýydý elimdeki fincanýn terliðini çýkartýp içerideki eleþtirel kuru fasülye kokusuna gark olacaktým ki kendi kendime - oðlum Hido, aðýrdan sat kendini dedim aslýnda bu kýza dair aklýmda kötü bir þey yoktu sadece akp’nin on iki yýlda bu memlekete yaptýðýnýn aynýsýný üzerinde uygulamak istiyordum tabii biraz da kahve...
saðolun, buyurmayayým dedim artýk nasýl bir heyecansa benim ki telaþtan -biraz kahve isteyecektim cümlesi yerine yanlýþlýkla - müsaitseniz annemgil bu akþama oturmaya gelecek dedim bendeki rezaleti sormayýn ailede kesinlikle bir bedevi olmalýydý elimdeki fincana bakýp gülümseyen hatun - o fincan ne için diye sorunca ikinci potumu da kýrmýþ oldum - fincaný kapýnýn önüne býrakmýþ biri, evlat edineceðim
Aslýnda heyecanlý biri deðilimdir tüm zorlamalarýma raðmen panikatak geçirememiþ biriyim ki atak futbolu seven biri olarak buna yatkýn olduðuma inanýrdým yýlmamalýydým geceleri rüyama giren bu hatunla -adam gibi bir diyalog içinde- konuþmalýydým sanki bu bir duaymýþ da yaradan cevap vermiþçesine gördüm onu mahallenin parkýnda elime bir demet çöpçü alýp çýktým karþýsýna hanýmefendi, dedim efendim, dedi bunlar, dedim ee, dedi çok þerefsizler süpürmüyorlar sokaklarý, dedim (sanki kýz belediye baþkaný) çöpçüleri saksýya býrakýp bir süre üzüldüm aðlamama ramak kalmýþtý ki yaktým tüm salýncaklarý kaydýraklarý hanýmefendi, dedim (yeniden) efendim, dedi (seni yaradana kurban) karþýnýzda ne desem nasýl bir cümle kursam saçmalýyorum kusuruma bakmayýn aslýnda çok güzel konuþurum amuda kalkarak dünya haritasýný eksiksiz çizerim ama siz karþýmdayken her þey yersizleþiyor ya ben doðmadým henüz ve annemin rahminde dokuz aylýk bir platonik aþk yaþýyorum ya da siz konuþmak için deðil de uzaktan sevmek için yaratýlmýþsýnýz
burada bitiriyorum çünkü aþk iki kiþiliktir...
- Hido bu devenin oturma odasýnda iþi ne!
- çýkarýnca orada unutmuþum sanýrým, at kirlilerin arasýna! Sosyal Medyada Paylaşın:
yara terbiyecisi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.