Gayet hukuki bir biçimde sallayarak parmaðýný -efendi, efendi sandiviçimi sana yâr etmem dedi. Duruþma salonunda bir kýyamettir koptu. Kimi salamlarla alkýþladý Kimi de domatesleri kemirdi, kinayeli biçimde. Hâkim doðrulup, Fazla akbili olan var mý, diye sordu. Herkes þaþkýn, Herkes kepekli, Ve de herkesin kedisi vardý; Hem de bolu, hereke’li! Davacý avukat - kucaðýndaki orlonlarý dökmeden- Olmaz ki ama efendim; dedi. Otlarýn arasýndaki insanlar “uuuu” dedi. Bir kurt meþgule attý ulumasýný. Elindeki þiþi dosyanýn üzerine koyup, Mangala da kömürü attýktan sonra; - sizin yüzünüzden iki alt bir üst yapacaðýma, Altüst ettim caným hýrkayý. Simitçinin salona girmesiyle yatýþtý ortalýk. Kimi martýlara attý simitçiyi Kimi de mübaþire… Davalý avukat ayaða kalkýp, Kravatýyla öksürdü. Yanýndaki tabutu gösterip, Müvekkilim, gayet Çarþamba olan Bir Cuma günü düþmüþ yollara. Sonra da vurmuþ kendini kýrlara. Elindeki orlonu davalýya atan davacý, Þiddetle itiraz etti: Ettiði de, etmediði de itirazdý: Kâfiye yapma efendi. Yoksa yenilir kebabýn fendi. Salonda bir alkýþtýr koptu. Susun diye baðýrdý öðretmen, Öðretilmiþ ses tonuyla (þiirimize, teknik bir hatadan ötürü Az sonra devam edeceðiz: Dizelerin ayarýyla lütfen oynamayýn.) Bir alkýþ tufanýdýr koptu salonda Bir tufan alkýþtýr koptu salonda. Bir salon tufandýr alkýþta koptu Veya Alkýþ bir salondu koptu tufanda… Davalý avukat, Özür dileyerek çekti sepetini. Devam etti anlatmaya derdini: Saattir bu gelir elbet dörde Yaþar Doðu çok iyi getirirdi kündeye. Hali vakti yerindeydi adý da Kimliðe göre Neþe, En sevdiðim sanatçý Ýzzet Altýnmeþe! Vardý davalý devama; Yolun ortasýndaymýþ müvekkilim. Ýlk kurþun kediye gelmiþ. Çizmiþler hemen üstünü. Sonra da dikmiþler büstünü. Tebeþirin dýþýnda varmýþ hayat - ah azizim sen bir de benim sandalda tur at! Ýkinci kurþun müvekkilimin önce köstekli saatine Oradan sekip desteksiz kalbine gelmiþ. Üçüncü kurþun bir hayli hýnzýrmýþ. Doðrudan gelip Müvekkilimin boðazýndaki Elmadan vurmuþ.
Davacý bitirdiði hýrkayla ayaða kalkýp Yeni yýlýn kreasyonlarýný tanýtmýþ. Duruþma salonda - ayný bir ceylan gibi- Bir o yana bir bu yana salýnmýþ. Sonra da itiraz etmiþ: Hayýr, bu hýrkalara düðme yakýþmaz! Müvekkiline yaklaþýp -neden öldürdün? Demiþ. Müvekkil biraz hýrkaya Biraz da etrafýna bakýnýp - yalan olmasýn, inkâr edebilmek için; demiþ! Salonda bir kýyamettir kopmuþ. Aðlayanlar mý dersin Konfeti atanlar mý dersin Yoksa yanýndakinin bacaðýndan kopya çekenler mi dersin Ne dersen de! Hâkim elindeki kepçeyi tencereye vurup susturmuþ herkesi. - hýrkadan bir tane de bana ör, demiþ. “yaz-oðlum”a dönüp eklemiþ: Ýki el kurþunla hayatýný kaybeden davalý Zaten öldüðünden Ortada ne dava vardýr ne de cürüm; Zaten deðil midir yaþamak asýl suç gülüm!
Sosyal Medyada Paylaşın:
yara terbiyecisi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.