bir kez deðil bir çok defa çaldým fakat açýlmadý kapý;ölmüþ ...
iyiden öte o soðuk
barýn arkasýnda gülüyorum beynimi kediler yoklamýþ gibi deðilim
aniden televizyonumu kapatmýþ adamý seyrediyorum
niye açtýðýný sormak için elimi omzuna atýyorum uzaklaþýyor
ellerimde düþük hali kalmýþ...sövüyorum
anlat onlara
nasýl olduðunu anlat bilsinler
susamýþ bir hayvan rakýyý su yerine içerken
sarhoþ bebeklerin ninnilerini söyler
kýrbaca gerek duymadan hýzlanýr ya bazý atlar
hadi anlat
köpekler bir gece aniden havlamalarýný aðlayýþa terk eder ve yaðmuru bekler
saflýk kötülüðe maðlup olunca
içindeki cennetler buz gibi erir
dans eden kimse kalmaz bulutlarda
söyle üzülmesinler
dinlemeyecek kimse de onlara
paramparça þarkýlarý
hüzün yüklü gemilerin altýnda kalmýþ kanadý kesik pembe kelebekleri
kimse aramayacak
özgürdürler özgürdürler fakat çabucak ölüverirler
sen yani ben yani biz gibi
yani memesinde katilini emzirmiþ melekler gibi...
önümde duran beyaz ve sonsuz kumaþa baktýkça
parmaðýma iðneler batýyor dünya savaþýna hazýrlanan sonsuzluðun kumaþýný
dikiyorum...
anlat onlara bilsinler
katil bu günler; çünkü dünleri hep öldürürler
öldürülen sen öldüren senden ölecekler bizden
seni dinlerler
bilirsin bizim vaktimiz de konuþan ölüler dinleyen öldürenler
sokaðýn ortasýnda ne yaptýðýný bilmeyen ölüye bakýyorum
gömeceðim dememe gerek kalmýyor; kaybolunca fark ediyorum
içimdeki cennetler düþüp daðýlmýþ
bir onlara bir kelebeklere aðlýyor
kulaklarý kesik fakat hala ninni söylemekte olan köpekler