ANADOLU DESTANI
I. YOLA ÇIKIÞ
Tanrý Daðý’ndan aþýp; Hira’da bulduk yolu.
Tohumlandýk Kuran’dan, göðsümüz iman dolu.
Durmak nedir bilmeden, aradýk seni han han.
Sendin aradýðýmýz, eþsiz þefkâtli sultan.
Görünce Anadolu’m, sevdalandýk biz sana.
Topraðýna yazdýrdýk, aþkýmýzý sabana.
O tertemiz sinenden dudaðýmýz süt emdi.
Naramýz hep hürriyet, sükut bize bir gemdi.
Haykýrdýk da Tevhit’i nasiplendi tüm dünya.
Silindi namussuzluk, zümrüt çað gördü hayâ.
Türk’ün o eþsiz gücü aþkýnla yoðrulunca;
Hakk’a eðilen baþlar, kullara doðrulunca;
Bir gün Mevlana olduk, Hak, Hak diye inledik,
Bir gün de Yunus olup halk, halk diye söyledik.
Bazen Edebali’ydik, gönüllere taht kuran.
Bazen Osman olduk biz, oba oba yurt kuran.
Gün oldu Orhan Gazi, Bursa þehri önünde.
Gün oldu Sultan Murat, Sýrp’a zafer gününde.
Kâh Fatih Mehmet idik, surlarýnda Bizans’ýn.
Kâh Ulubatlý gibi, görenler sancak sansýn.
Biz dostlarýn hamisi, düþmanýn kâbusuyduk;
Yüreklerin sevgisi, beyinlerin usuyduk.
II. KIYAS
Anamýzdýn sen bizim, eþsiz þefkatin vardý.
Gönüller ferahlatan, güzel sohbetin vardý.
Üstünde Anadolu’m, þimdi isyan kaldý;
Nankörlüðü doruða, vuran bir nisyan kaldý.
Kiþneyince gem bilmez küheylanlarýn vardý.
Haykýrýnca arz sarsan Süleymanlarýn vardý.
Elimizde bir sefil, yük almayan tay kaldý.
Korku altýn çaðýnda, susmak bize pay kaldý.
Hayalleri süsleyen güzel endamýn vardý.
Dilden dile dolaþan varýlmaz namýn vardý.
Ne hayal, ne de gerçek; bir anlamsýz zan kaldý.
Boþaldý ruh içinden, kupkuru urban kaldý.
Üzerinde kýratlar, çelik pusatlar vardý.
Çaðlara ýþýk tutan, soyu Kürþatlar vardý.
Þimdi köhne bir yürek, içinde viran kaldý.
Ne ay kaldý, ne güneþ; bir atýmlýk tan kaldý.
Cihadý düðün bilen akýncýlarýn vardý.
Haramý ölüm gören ne hacýlarýn vardý.
Kayboldu bu eþsiz ruh, yalnýz hafakan kaldý.
Ne bizde saðlam iman, ne sende Furkan kaldý.
Haþr’e delil baharýn, bembeyaz kýþýn vardý.
Yaz güneþi yüreðin, olgun bir baþýn vardý.
Döküldün baþak baþak, son mevsim hazan kaldý.
Yiðide niþan taþlý, ýssýz kabristan kaldý.
III. VE DESTAN…
Bundan böyle hüzün yok, tasa yoktur ýrkýma!
Uyuyan dev uyandý, müjde olsun halkýma.
Dost ve düþman dinlesin, dinlesinler bu sesi;
Hayat verirken ona, Ýslam’ýn her busesi.
Bir ayak Selimiye, bir ayak Yakutiye.
Ezberinde dualar, Eyyup-el Ensari’ye.
Bir elinde Mesnevi, öbüründeyse Kur’an !
Dilinde kalp titreten, mübarek çaðrý Ezan!
Kalbi, Sultanahmet’te yarataný arýyor.
Beyninde Ayasofya, sanki zincir kýrýyor.
Rahatla Bosna-Hersek, korkma sen ey Filistin.
Diz çöksün büyük þeytan; Afrikalý dikilsin
Ürksün Avrupa, Rusya, titresin bir milyar Çin.
Ve sevinsin Türkistan, yüzü gülsün Keþmir’in.
Çöksün, ayaða kalktý zannedenler kendini.
Geliyor seller gibi, yýkarak o bendini.
Damarlarýnda coþan, Alparslan asil kaný.
Akýn akýn baþlýyor, Anadolu Destaný.
Sükût daðda ve taþta; yer ve gök kesildi lâl.
Kýmýldayamaz oldu, ne bir yaprak ne bir dal.
Bir sevinç, bir heyecan, tüm yüreklerde atan.
Âlemde tek kýpýrtý ve tek sestir bu destan.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.