liman
Kýsa süre limanda çalýþtým.
Karaköy ve Kabataþ.
Kruvaziyer turistler
Ýstanbul’u gezsin diye oradaydým.
Salý ve perþembe günleri
sabahýn 06.00’sýnda
Kadýköy’deki evden çýkar
Üsküdar’da servise biner
ve limanda
deney tavþaný gibi bekleyen
kýrmýzý tiþörtlü yirmi
gönüllüyle buluþurdum.
Ekim ayýnda bile serin olur
Ýstanbul sabahý
dalgalar þaplak atar
pembe sis içinde bekleyen
limanýn kýçýna…
Ýlk önce gruplara ayrýlýrdýk.
Birinci grup
sayýlarý yüzü bulan otobüs ve midibüslerin
koltuklarýna tanýtýcý broþürler býrakýrdý.
Bendeniz bu grubun içindeydim.
Sýraya dizilmiþ çelik yýðýný arasýnda
elimde liste ve taþýyabildiðim kadar broþür
labirentte fare misali(peynir yada bir çýkýþ yoktu)
bir otobüsten diðerine ine çýka,
her koltuða bir tane býrakýrdým.
Kondisyon gerekiyordu.
Hele akþamdan kalmaysam
onuncu araçtan sonra hafif bir baþdönmesi belirirdi.
Sonra saate bakar, devam ederdim…
Bazen araç kapýlarý kapalý olurdu.
Birde þoför aradým o kýyametin içinde.
(Acemiler þoför arar. Çünkü kapýyý dýþarýdan açan düðmenin yerini öðrenince þoför aramazsýn)
Nefes nefese
sýrtým ýslak
kan ter içinde
elimde Ýstanbul’u tanýtan renkli broþürler
dünyayý kurtarýrcasýna koþarken
“Kendine gel! Þu haline bak! Komik görünüyorsun.” Diyerek kahkaha atar yavaþlardým.
Sonra iþimin ne zaman biteceðini sorardý telsizden hýyarýn biri.
“Sikiyim geminizi. Telsizi sikiyim.” Diyerek iþi tamamlardým.
Diðerleri gemi huzuruna kýrmýzý halýlar serer,
araçlarýn yerini ayarlar,
rehber ve yolcularýn
kullanacaðý mikrofon
kulaklýk gibi þeylerle ilgilenirdi.
Saat 09.00 gibi hazýrlýk ucu ucuna yetiþirdi.
Yolcular,
uykularýný almýþ
kahvaltý yapmýþ
basur sorunu çeken
altmýþ yaþ ve üzeri insanlar
romatizmalý eklemlere raðmen
saðlýklý görünerek
karýnca yuvasý gibi bir þeyden
dýþarý çýkardý.
Yaklaþýk bin kiþi.
Onlarýn aðýr hareketlerini izlerdik.
Herkes doðru araçlara, doðru koltuða yerleþtiðinde
iþ bitmezdi.
Bize baþka görevler verilirdi.
Buluþma yerleri,
Ayasofya ve Topkapý önünde standlarda beklerdik.
Ben sarayýn harem dairesi giriþinde duruyor,
yaklaþýk beþyüz kiþinin biletini daðýtýyordum.
Öðlen ekmek arasý birþey verirlerdi.(Doyman için deðil günü tamamlaman için)
Sonra beklemeye devam.
Bir ambulans Topkapý giriþine yakýn beklerdi.(Bizim için deðil misafirler için)
Akþam altýda
beyler ve hanýmlar gemiye binerken
biz limaný eski haline getirir
ve günlük yevmiye için þirkete yürürdük.
Genç kýzlar ve oðlanlar
kýrmýzý tiþört içinde terli,
gözler yorgun,
ayaklar þiþ,
günlüðü seksen liraya
bir sonraki gemi operasyonuna isim yazdýrýr
gerçek hayatlarýna
olduklarý kiþiye dönmek üzere
þirket kapýsýndan farklý yönlere
giderlerdi.
Kadýköy vapurunda
diðer sessiz yüzler arasýnda otururdum
manzaranýn tadýný alamýycak kadar uyuþmuþ ruhumla.
Yalnýz olmadýðýmý bilmek acýmý hafifletirdi.
Yada buna inandýrýrdým kendimi.
Ýsyan edemeyecek kadar yorulmuþtu insanlýk.
Geceye yakýn çýktýðým evime
yine geceye yakýn girerdim.
Yorgun,
ama birþekilde
eve girince canlanýrdým.
Cehennem dýþarýdaydý.
Sigaramý yakar
kedileri besler
pencereden bakardým
anladýðým kadarýna…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.