“Eskiler alýrým!”
Donuk, mat, gevrek, itici,
Çýðýrtkan, baðýrtkan, tekdüze…
Zorla ittiði bisiklet tekerli, tahta rengi çerçeveli
Arabasý…
Küf yer yer,
Pas rengi lekeler
Cabasý…
Üzeri dolu dolu;
Eski tabaklar, kýrýk dökük, paslý demirler,
Giysiler…
Kimi sosyete,
Kimi gecekondu ürünü…
Bir daha:
“Eskiler alýrým!”
Donuk, mat, gevrek, itici,
Çýðýrtkan, baðýrtkan, tekdüze…
Balkonlar…
Çifter çifter gözleri görüyor eskici.
Memnun.
Kimi göz ovalýyor,
Kimi geceliðinin dekoltesindeki açýklarla meþgul.
Eskici bu... Ya giderse!
Göz ucuyla bakýyor balkonlara.
Mahalle kadýnlarýndan önce
Ben atlýyorum balkondan.
Ýsabet tam; arabaya…
Eskici memnun;
Baþka eskiye ne gerek?
Ýtiyor ýkýna sýkýna arabasýný.
Arabada ben… Kârý günün
Kocaman bir eski…
Düþünüyor;
“Acaba alýcý çýkar mý?” diyor
Ýçinden…
Baðýrýyor bu kez:
“Eskiler satarým!”
Donuk, mat, gevrek, itici,
Çýðýrtkan, baðýrtkan, tekdüze…
Yine balkonlar.
Gözlerini ovuþturanlar,
Dekoltelerini çekiþtirenler.
Eyvah! Ýstiyor biri ben eskiyi.
Eskici memnun… Kârlý günü…
Ben telaþta; tanýdýk biri…
Akþamýn loþ hali…
Baðýrýyor yine eskici…
“Eskici gitti!”
Donuk, mat, gevrek, itici,
Çýðýrtkan, baðýrtkan, tekdüze…
Orda kalan beni
"Eski" niyetine yarýn almak için
Gözleriyle süze süze…