düþebilirsin ’leyla’, düþebilirsin sen de
bir tren garýnda saat on ikiden sonra deðil
hasret çekildikçe tehirlidir tüm trenler aslýnda
ya da bir otogarda, beklerken bineceðin otobüsü
söndürebilirsin bitmeye yakýn sigaraný susa susa
’ucu ýslak her sigara, nasýl olsa seni hatýrlatýr bana’
gözlerin kayýp giderse asfalt üzerinde
her saniye ölüm olabilir bu dünyada
mola verip de, çekmek için beklerken acý sigaraný
gözlerin düþer sonra uzaklara
böyle olunca, aramak da zordur, aramak sevdiðini her insan da
’aranasý her insanda, nasýl olsa seni ararým hesapsýzca’
her þey tamam olabilir hayat da, ama her þey olabilir
çatýlarýn üstünde kýrmýzý kiremitler dahil
terliðin, þalýn, mor þalvarýn ve siyah gözyaþlarýn
bir aþka baþka ne dahil olabilir ki
olmadýðýn zaman çalan her kapý zili senin sesindir
’eski’ ve ’eksik’ iken yaþamak
her bir boþ koltuk kalp krizine sebep olabilir
bir kere sevince insan ciðerine dokundururcasýna
kolay olmayýp hem de, itiraz ederken günlerine
bir daha mola vermemek üzere herhangi bir yolda
kapanabilir gözleri
’kapanan her göz de, nasýl olsa seni düþünürüm umarsýzca’
otobüs de bir ikinci
bir de elli ikinci koltuk hep yalnýzlarýndýr
sen olmayýnca her koltuk öyle aslýnda
’boþ her koltuk da, nasýl olsa senin hayalinle sarýlýrým yalnýzlýðýma’
sonra,
sonra bir baþka yolculuk da ayný hikaye:
-bir bilet kesebilir misin biletçi
hangi koltuk olduðu fark etmez
yalnýzca ona...
ve þimdi tam vaktidir
uyan artýk
sen ’leyla’, ben ’mecnun’ olmaya