MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Bayezit Bimarhanesi’nde
Ulaş Başar Gezgin

Bayezit Bimarhanesi’nde


I


MUBASSIR



Kim düþünebilirdi ki, kim düþünebilirdi,


Donup kalacaðýmýzý böyle bir anda,


Müzelik olacaðýmýzý, bir de ibretlik...


Kim bilecekti ne yaparýz, böyle donuvermesek...



Havuzun þýrýltýsý avluda, sesleniþi fýskiyenin


Bulanýk akmaklýðý Tunca’nýn, yaðmurlu günlerde,


Konuþu güvercinlerin, her bir yanýna kubbenin...


Bilinmeyecekti, yitip gidecekti bunlarýn her biri...



Belki haþin durmadayým mor kuþaðýmla,


Korkar beni bir kez gören, zenciyim ya...


Bende de birþeyler pýr pýr eder, taaa þuramda...


Bilmesin isterim yine de kimse...



Dondu tarih iþte bir an, or’dayýz ner’deysek,


Sahicidir bu gözler, kýrpýþýr ara sýra,


Sahicidir bu kollar, atýlmaya hazýr onlar,


Bu göðüs, her nefeste, bir inip bir kalkmada...







II
’KRONÝK PSÝKOZLU HASTA’ ODASINDA



Hey gidinin, Hasan Aðasý, hey de hey...


Düþecek adam mýydýn buralara sen...


Üsküp’ten çýkmýþtýn yola, Hacý olmak için,


Bilir miydin soyacak seni haramiler, Haramidere’de...



Getirdiklerinde seni, at arabasýyla,


Nasýl titremedeydin, öfkeden, kinden...


’Yok!’ diyordun, ’artýk yurda dönemem’


’’Rezil rüsva’ dedirtmem kimseye Üsküp’te ben!’



Þimdi elinde tespih, aðzýnda binbir dua,


Beklemedesin: Kapý açýlsýn bi’,


Atlayacaksýn üstüne, kim olursa olsun,


Harami sayýlýr herkes, senin nezdinde artýk...



Rahat ol, soymak istemez hiç kimse seni bur’da,


Hem neyin var ki artýk, baksana bi’ üstüne...


Çile doldurup bur’da, acep bilmem kaç yüz gün,


Bakarsýn, Üsküp’e dönmeye niyetlenirsin...




III
’MEÞKULÝYETLE TEDAVÝ’ ODASINDA



Sepet örmedesin þimdi, genç Mithat, küçük Mithat,


Vazgeç sen, hadi ama, baðýrýp çaðýrmaktan...


Bozar sesini adamýn, ergenlik dediðin...


Senin gibi bir hafýz bir anda kart kurt olur...



Yaþamak, neyse ki, ezberden cümle deðil,


Anlamalýsýn bunu, bak sesin de kýsýldý...


Sepet ör þimdi artýk, elden bir þey gelmiyor...


Mýsýr doldur, ayçiçeði, zeytin doldur sepete...



Gençsin, kendini sen, böyle tüketmemelisin,


Dün hafýzdýn, bugünse binbir yol var önünde,


Belki yarýn öbür gün, sadrazam olacaksýn,


Sevineceksin tümden, ’sesim kýsýldý’ diye...



Velakin yas tutma þimdi, ömrümüz ne kýsadýr...


Bir bakmýþsýn sende deðil, dün sende olan can...


Nedir öyleyse bu kederlenme, iç çekiþ...


Meþgul et kendini, geçsin zaman, ey müstakbel
sadrazam...





IV
ANNESÝYLE TEDAVÝYE GELÝYOR BÝR ÇOCUK

Annesiyle tedaviye geliyor bir çocuk hasta, hekimse
karþýlarýnda,


Acý çekiyor olmalý bir hayli, çocuk... Öyle buruþuk
suratý...


Belki ikindi vakti, terleyip su içmiþtir,


Sünnet olmuþ mudur ki? Onu da soralým...



Anasýna, çocuklara saldýrmadaymýþ, ne ayýp...


Rahmet eylesin Allah, vefat etmiþ babasý...


Kuvvetine gem vuracak kimse yok ya evde,


Belki ondan, bu canavar, böyle palazlandý...



Saða sola tükürüyor... Hekim çok kýzdý,


Beni çaðýrdý hemen; ’Zenci Efendi!’


Bir güzel sopa çektim lanet velede,


Kuzu gibi oldu birden, nelere kâdirsin sopa...



Beþ vakit sopa yazdý reçeteye hakim...


Bu iþ için esnaftan biri tahsis edildi...


Söz verdi her namaz sonu, sopa atmaya...


Bayram namazý da dahil mi, karar veremedik buna...






V
SARA HASTASI, HEKÝM VE HASTABAKICI



Sara hastasý, hekim ve hastabakýcý, bir de ben...


Bu görülen, her zamanki teftiþ manzarasý...


Titriyor eli, kolu, tüm uzuvlarý,


Uzanmada yatakta... Ne vakit geçer acep...



Kainatýn depremi nasýlsa, onda bu o;


Titriyor, titretiyor ne varsa üzerinde...


Nefret ediyor herkes, taþlýyorlar sokakta...


Oysa ne yapsýn hasta... Deprem onun suçu mu...



Yazýk, göremeyecek doðuþunu güneþin,


Yazýk, duyamayacak ne söyler güvercinler,


Yazýk, bilemeyecek yýllarýn geçtiðini...


Yüce Tanrým, bazen sana, ilenmemek elde deðil...



Tunca akýyor akýyor... Hasta, yatmada umarsýz,


Bir gün açarým odayý, kýpýrtýsýz kalmýþtýr,


Yazarým defterime, mefta oldu, ne yazýk...


Böyle bitecek iþte, kimsesizin çilesi...






Ýkinci Bab



VI
BAÞ ECZACI VE ÇIRAÐI



Otlar var bir tarafta, bir tarafta þuruplar...


Yine yoðun, iþi, eczacýnýn... Rahatsýz etmeyelim...


Hangi þifa kitabýdýr, rahleye koyduðu?..


Patlar mý, þu þerbete ötekini eklesem?..



Lakin baþ eczacýnýn, bir hayli seðiriyor gözü,


Kelin ilacý olsa, kendi baþýna sürer...


Eczacý olmaya belki, böyle karar vermiþtir...


Kelimi iyi edeyim, kelimi iyi edeyim...



Baþýndaki sarýkla ne heybetli duruyor...


Bir anda deðiþiyor, insan, amir oldu mu...


Çok nargile içmiþtik küçükken gizli gizli...


Þimdi ’zencefil’ diyor, baþka bir þey demiyor...



Çýraða da yazýk ya... Onun tafrasýyla hep,


Bir azar iþitiyor, bir daða yollanýyor,


Otlar aramak için, otlar toplamak için...


Eczacýdan soruluyor yine de, her tür þifa...





VII


ÞURUPHANE VE ÝLAÇ HAZIRLAYANLAR

Deðil mi ki týrlatýyor Yeniçeriler,


Avratsýzlýktan, yurtsuzluktan, veletsizlikten...


Ýyi etmeye çalýþýyor, bunu, þuruphanedekiler,


Çünkü þanlý ordumuzun askere ihtiyacý var...



Saldýrsýn istiyoruz Yeniçeriler, düþmana, ’avrat
avrat’ diye,


Bunun için bir hayli uðraþmadalar...


Ayýptýr söylemesi, padiþah da güçten düþmüþ,


Haremine onca macun dayandýramýyoruz...



Kafeste deliren veliahtlar için, þirret va’lde’nýmlar
için,


Karanlýk, aydýnlýk, niceler uðramakta...


Dünyayý zaptetmeye yetebilir bir þurup,


Doðru dozda, doðru zamanda, doðru kiþiye verildi
mi...



Tadlarýna baktýklarýndan mýdýr, ilaç hazýrlayanlar,


Nahoþ ve daha çok sarhoþ bakmaktalar...


Çeþnici ayrý olsa, ilaççý, bir baþkasý...


Ýlaçlardan iyiden iyiye tasarruf edilir...







VIII
ÞÝFA ÝÇÝN GELMÝÞ AÝLE



Þifa için gelmiþ bir aile... Þifa, eczacýda bol
yaaa...


Adam diyor, ’Karým benim, öyle horluyor ki,


’Yangýn var!’ diye ayaklanýyor tüm Edirne,
geceyarýsý...


Ben bile böyle sanmýþtým bir keresinde...’



’Üstelik yürüyor kimi gece uykusunda,’


Kulaðýna eðiliyor bu kýsmý anlatýrken,


’Kadý’nýn yataðýna gitmiþ uykuda dün, hekim efendi,


Kadý bu, dava da edemiyorum ’namussuz’ diye...’



Geçende yürümedi ama, bir þeyler mýrýldandý,


Sayýkladý O ama, hiç bir þey anlamadým,


’Andonita Andonita, beseme’ diyordu,


Uyandýrdým sordum amma, O da bilmiyor...



Hekim hemen ilaç yazdý, eczacýya yallah...


Yanlýþ okumuþ olmalý ki hekimin yazdýðýný,


-Ya da ilaç yanlýþtý taaa baþtan beri-


Hanýmý adamýn, Andon’a kaçtý...






IX
HASTA ODASINDA DÝVANE VE KARASEVDALI



’Hayýr ben vermedim, vermedim ben!’ diyor divane,


’Teslim etmedim anahtarlarý düþmana!’


’Yenildik doðrudur, kalleþlik etti Tatar,


Ama doðru deðildir, kapýyý açtýðým!’



Sýmsýký tutmada bir karanfil, elinde,


Belki o, anahtarý temsil etmededir...


Ne görmede divane pencerenin dýþýnda?


Bilmiyorum bunu amma, hep dýþarý bakmada...



Mâlumunuz hikayesi, karasevdalýnýnsa;


Tutulmuþ, bir nazlý yâre, halden anlamaz yâre,


"Mey" diyor, "vefat" diyor, bir de "yâr" diyor,


Çalmadadýr içinde, þimdi, binlerce makam...



"Zaman iþte... Akýþýnda bu dinmez nehirin..." mi
diyor?..


"Bekledim efendim sizi, faytonunuzu" mu diyor?..


Neler söylemededir, duvara çakýlý gözleri?


Lanet üstüne olsun, kim getirmiþse bu hale...



X
ZÝYARETÇÝ BEKLEME ODASINDA



Ragýp’ým iyi midir þimdi, evladým?


Az yemek yemesin, terlemesin sakýn...


Ragýp’ýmý görmek bugün, acep mümkün olacak mý?


Taaa Ýstanbul’dan geldim, görsün diye gözlerim...



Hep o görev yüzünden geldi bunlar baþýna...


Selimiye’de iken, ne hoþ çýkardý sesi...


Ner’den bilebilirdik keramet camideymiþ...


Eski Cami’ye atandý, o zaman çaktýk iþi...



Ragýp’ým benim yavrum, çok hassastýr bu konuda,


Hep ilahi söylerdi, þöyle küçükten beri...


Ezaný, yalaným yok, O’na okuturlardý,


Beþ mi idi, altý mý?.. Yedi yaþýndan beri...



Sesi betse ne yapalým, oðlum deðil mi benim...


Ben büyüttüm, ben duydum aðzýndan ilk ilahiyi...


Hem bendim sabahlarý, namaza kaldýran O’nu,


Demem o ki, evladým, O’nu görecek miyim?..







Üçüncü Bab

XI


’DEPRESÝF’ HASTA VE HASTABAKICI

-Biraz daha yemek ister misin, koca güreþçi?


Ne olmuþ caným, yenildiysen bir kez...


Kolay olmadý zaten tuþ oluþun senin...


Yüzlerce pehlivan yenmiþtin... Daha ne...



-Beni kederlendiren budur ya iþte,


Bir kiþi kalmýþtý yalnýz, baþpehlivan olmaya,


O da hile yaptý zaten, anca’ öyle yener beni...


Kimseye dinletemiyorum, gel gör ki, bunu...



-Biz senin heybetini bilmedeyiz ey pehlivan!


Bilmedeyiz ne kuvvetli, pazularýn senin...


Lakin yemelisin þimdi þu eti,


Çünkü hakemleri de yenebilmelisin sen...



-Bileydim, biraz daha et yemekle olacak,


Keser ineklerimi, yerdim hepsini...


Oysa ne yazýk ki bu kem alemde,


Para geçer -bendeyse yok-, para geçer her yerde...










XII
HEKÝMBAÞI VE HASTASI



- Size ’hekimbaþý’ mý diyeyim efendim, ’baþhekim’ mi?


- Ne dersen de, sýfat ayný, hepsi bir...


- Hastalýktan baþkaca þeyler soracaðým ben.


- Buy’run, sizi dinliyorum can kulaðýyla...



- Doðru söyleyin, memnun musunuz iþinizden?


Ner’den esti, merak ettim, hekim oldunuz?


- Býktým artýk boðuþmaktan envai mecnunla,


Lanet olsun o güne de hekim olduðum...



- Hekimbaþý; siz beni çok korkutuyorsunuz,


Nasýl huzur bulur dünya, siz olmasanýz...


Týrlatmýþlarýn tümü bir kez dolaþsa dýþar’da,


Yeni bir çað açýlýr, Çýlgýnlýk Çaðý, dünyada...



- Ama niye ben? Ben olmasam, baþkasý yapardý...


Huzur içinde dönerdim evime ben de,


Bir düþün, esnaf olsam Rüstempaþa’da,


Þen olurdum... Bulaþmasýn kimse bu iþe!..



XIII
SAZENDE VE HANENDELER



’Çal sazende!’, ’Çal!’ diyorum, bunlar garip, bunlar
mecnun...


’Dýþar’dakiler için de, þöyle bir, çalasýn’ diyorum,


Sarsýn tüm Edirne’yi, tedavi eden demler,


Yazýn gürül gürül aksýn, yorgun Tunca, bir kez olsun!



Çengiler! Raksedin hadi, canlandýrýn kuru dallarý!


’Ýnsanlarýn gözleri, yorgun düþsün!’ diyorum,


’Oynak rakslarýnýzý takip etmekten sizin...’


Sizden ben tüm dünyayý, sarsmayý bekliyorum!



Tar çalsýn, kudüm çalsýn, ney çalsýn, kanun çalsýn,


Öyle çalýn, öyle vurun tellere siz mýzrabý,


Kopsun teli rebabýn! Desinler cümle alem:


Sazendeleri de mecnun, kadim bimarhanenin!



Siz çalarken, kabul edin, daha az mecnun deðilsiniz!


Çalmazken dellenmezsiniz, budur onlardan farkýnýz!


Çalýn siz, durmazca çalýn! Durmazca, durmazca çalýn!


Taþana dek, yutana dek evreni, sularý Tunca’nýn!

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.