Görünmezlik iksirini içtiðim günden beri
Çakma gülüþlü sis bulutlarýnýn ardýndan
Üþenmeden
Mahpushane koridorundan kalma alýþkanlýkla
Odamý yön belleyen voltalarýnda
Eðreti tespihinle
Kýsmen papatya fallarýna özenircesine
Tek bir alternatifle
Gelecek, gelecek, gelecek….
Ve yine gelecek deyiþini
Ýtinayla seyrederken…
Ah! Hiç sorma kaderle çeliþkimi…
Yorgun bekleyiþinin ardýndan
Dilindeki ýslýðý eyleme geçiriþin
Yabancý uyruklu sigaraný keyifle yakarak
Olay mahallini, kati suretle terk ediþin
Boðazýmda manasýz yumruya boy verdiriþin
Üç kelimenin, dudaklarýndan okunuþu
‘’Bu kaçýncý bekletiþin’’ deyiþin...
Ve tam bir Türk filmi klasiðiyle
Diyorum ki…
Kader aðlarýný örmeye baþladýðý günden beri
Çareler çaresizleþti
Kötü adamlar, kötü kadýnlar vardý yolumuza engel.
Söyledim ya, bu bir Türk filmi
Böyle olmalý derken,
Senarist öyle yazmýþtý, ne gelir elden.
Deðiþmezdi... finali belliydi filmin
Kavuþmamalýydý birbirine ellerimiz
Hatta vurulmalýydýk kahpe kurþunlarda
Belki de zeminde sürünmeliydik kan revan biçimde
Velhasýl...filmin son karesinde
Aþkýmýzý gömmeliydik.
Ve...
Vuslata görünmeden...doya doya ölmeliydik.
29 Mayýs 2012 / NÜS