Kent, Tepe, Bir Çocuk, Bir Liman, İki Yemin Ve Koridor
anýlar kentlerde yaþar sevdiðim
kayalar asýl yüzlerimiz olur kimi zaman
tüm gökyüzü çiçekler için vardýr oysa
rüzgar utangaç bir kýzdýr
sessizden teninde dolaþýr
kokusunu býrakýr yasak yolculuklarýn
kan kesmiþtir gözleri çocuklarýn
uykularýnda çekmeceleri yaðmalanýr
can olur martýya özlem
kýrýk kanadýný sarar sarmalar da uçar
tüm duraklarý kentin geceleri görünmez olur
kýyýlar denizsizdir
uçurumlar gölgeler için yaþar
ateþten dili gül iklimi kadýnlarýnýn öpüþlere yasaktýr
trenler eski þehirlerden geçer
acýlý ölülerin ve gözlerinin üstünden
kalbin yalnýz mezarlýklara yurttur
gözbebeði büyücüsü umutlarýnla oynar
sahte eller yaratýr öldürücü el sallayýþlarýn için
sözcükleri güç için kullanýr utanmadan insan
dinmeyen sessizlik kanatýr
yarasý kabuk tutanlar bilet alabilir güneþ ülkesine
ve ateþte yan tutabilir böyle zamanlar
inanmayacaksýn
gördüm
deliler hücrelerde yaþayabiliyor bu ülkede
düþünenlerse delirebilmeyi deniyor sýk sýk
evet hiçbir uçurtma uçmuyor göðünde
hiçbir limanýnda sevebilenler yok
hiç kimse ’geell’ diye baðýramýyor penceresini açýp bir gece yarýsý
hiç kimse utanmýyor susarken
sevemezken
gülüþünden
boþvermiþlik kapkara bir yýlan gibi çökmüþ yüreðine þehrin
inceden zehrini akýtýyor korkaklýk için
’þehirler olmasa anýlarýmýz ölü olurdu’ derdin
haklý olduðunu þimdi daha iyi anlýyorum sanki
þehirler, þehirler, iç içe geçmiþ þehirler
gözlerinizle yüreðimizle kurdumuz saklý þehirler
kýyýsý da yok koridorlara vuran
ve bazý þehirler var
oraya sadece kuþkular girebilir
sadece hüzünler
iþte onlardýr karanlýðýn kurduðu gizli kentler ruhumuzda
ve bir sokak ki çýrýlçýplak bir göðüs oluyor kimi zaman
bembeyaz korunaksýz
soyunmadan çýplak kalabilen ender bir varlýk o
içindekileri de dýþýndakileri de taþýyor bir arada upuzak düþlere
eski bir sevdayý deliyor gözlerin
kimse bir boþluk bulamazken sevdama inan hala...
ölüm yorgun burada
binlercesi baðýr baðýr baðýrýyor tapýnanlarýn
toprak baðrýndaki kaný kemiði biriktiriyor suç için
esir düþmesin diye tepe
güneþi ele vermesin diye
ellerine benzeyen bir hüzünle geliyor burada gece
sevdalý ufuk karasý
gözlerini öðütlüyor bana
öylesine vurulmuþum ki sevdana
görmediðim saçlarýna
gülüþüne
beni aþka kýrdýran bir aþka bedelleniyorum
mecburum
bazen çýkabiliyorum parka
çýplak ayaklarýmla çimenleri hissediyorum
tepe öylesine dinlendirici ki sessizliði
yýldýzlar öylesine inanýyorlar ki hala
gülümsüyorum
hala gri görünüyor denizin yüzü
ve kimse tanýmýyor fenerciyi
iþte bazen böyle imkansýz olur ölmek
hiçbir yol almaz seni gitmen için
hiçbir denize giremezsin çýrpýntýsýzken
bir boþluk ararsýn girebileceðin
boþluklar delinir
deliðe girmezsin olmaz yapmazsýn
bir aralýk ararsýn öteye geçmek için
ilerlersin görürsün ilerlersin
tam o aralýktasýndýr ki
elin kolun kesilir soluksuz kalýrsýn
farkýnda deðilsindir
o aralýða gelebilmek için pek çoðunu düþürmüþsündür yýllar yýlý sakladýklarýnýn
gitmek için ihtiyaç duyduklarýnýn
duyacaklarýnýn
o aralýkta kalýrsýn
ileriye asla geçemezsin
geriye dönüþse zaten yoktur
dönüp baksan
kapkara bir göz görürsün gözbebeðinde
geçmiþi oynar beklediklerin istediklerin
senin için oynar
artýk izleyicilerdensindir sende
aralýk insanlarýndan
bazen çýkabiliyorum parka
iþte bunun için
ama daha çok bakýyorum
fýsýltýlar uzuyor oraya vardýðýmda
bulutlarý görüyorum
saçlarýmý hissediyorum
kýskanç bir sevgili gibi ’ayý’ görüyorum nedense
öyle hissediyorum
hem benimle olmayý çok istiyor
hem de kýrgýn somurtuyor
çok da gururlu
keþke gelmeseydim diyorum utanýyorum
sonra uzanýyorum sessizliðin geçiyor üstümden hala orada
geçmiþimi býrakýyorum kente kent için
bir yandan da baðrýndaki yýlanla savaþýyorum kentin
zamanla uzlaþýyor benle
nasýl neyle bilemiyorum
ihanet, ihanet kaçýnýlmaz bir gerçek gibi beni çekiyor orada
ikimizde þimdi daha iyi biliyoruz belki
bir aþka bir ölümün yetmeyeceðini
kentler dönüþler için vardýr sevdiðim
bir çocuk bir liman iki yemin
ilk bakýþta görülebilenlerdi
ve her þey bir bakýþla baþlamýþtý yine öyle baþladý
aþk gibi hilesiz kör kuyulara takýlmýþ çýðlýklar
saklananlarýn onurundan bozma gri gülümseyiþler
yarým sevdalar o zamanlarda da vardý
yurdunu kuþanmýþtýn sevdana ak bir duvak gibi
seni ilk kez orada görmüyordum
bilmiyorum ama ten zayýftý
kýraç bir topraðý çatlak dudaklarýndan usulca emziren bir gece yaðmuru gibi gülüyordun ’an’ larda görebiliyordum ancak seni
ve tepede çoðu zamanýný kaçmakla geçiriyordun
kilitledikçe çoðalýyordu kapýlarýn
seni düþünürken yýldýzlardan sakýnýrdým umutlarýmý
teninin dinginliðini papatya gülüþlerinle korkunçlaþtýrýyordun
seninle kalabilmek rüzgarý kýskandýran gidiþlerinde seninle olabilmek
sabýr istiyordu
serin bir ýrmaðýn hasretiyle yoðrulmaya baþlamýþtý iþte o günlerde düþlerim
geceleri kýyýya kadar iniyor
tepeyi gözlüyordum
korkuyordum
ancak bu kadarýný yapabiliyordum
senin gülüþünle çýkmaya cesaretim yoktu oraya
ne de olsa geceleri istasyonlarýn þehrinden soyunduðu bir yerdeydik
sinsi bir o kadarda saldýrgandý düþlerimizin düþmanlarý
sonralarý sensizliði gizliden paylaþmayý öðrenecektim tepeyle
o sanki ben bu þehre ait deðilim dercesine haykýrýyordu sürekli
sonsuzmuþçasýna kararlý bir gülüþle acýsýný gizlemeye çalýþan
bir denizin yüzünde hep tepenin soluðunu hissediyordum
uyumamak için cesarete ihtiyacým yoktu henüz
sessizliði de paylaþmayý öðreniyordum
bazen
en karmaþýk sevgilerin kokularýný yüreðine sindirebilmiþ bir sardunyanýn bakýþýyla bakardýn
gülümseyerek direnmeye çalýþýrdýn derinliðine
çoðu sözcüðe bir anahtar gerekmez dile düþmek için
dipteki o azýnlýksa bir dili yaratabilir ancak kilitli kalanlardan
sevda ve ölüm adýna
aðzýmý açsam sanki bir ayna dolusu cehennem içime kaçacaktý
ve bir aynadaki sen aracýlýðýyla
diðer bir aynadaki ’sen’ e bakarken
aynalardan birine yaklaþýrken ötekinden uzaklaþýyordun hep
görebilmek için
bir küçük bir büyük ayna yaratýr böylesi bir cehennemi genelde
iki suretini uzlaþtýramazsýn birbiriyle
bir açýdan kendini görebilmen
diðer bir açýdan kendini yitirmene baðlýdýr
suretler birbirlerini yiyerek yaþayabilir böylece
týpký çaðrýþýmýn çaðrýþýmýn i mgesi, i mgeninse çaðrýþýmýn maskesi olmasý gibi
iþte bunun için hiç ama hiç bakmadýk seninle tepenin dýþýndan
bazen tek bir cesedi paylaþýr pek çok kavram
þimdi öylesi bir kent ki burasý
herkes bir baþkasý olabildiði sürece var
ya da bir baþkasý herkes olabildiði sürece, yýlgýnlýðýný suskunluðuna gizleyebildiði ölçüde var
hiç kimse hiçbir þey yan tutmuyor
üç kiþi bir araya geldiðinde ikisinin mutluluðu üçüncüyü eziþlerinde yatýyor
üçüncünün kim olduðu ise hiç önemli deðil sýklýkla
hatta bugün ikilide yer alan bir mutlu
yarýn üçüncü mutsuza dönüþebiliyor kolayca
önemli olan o üçüncü olma aný
herkes ezebileceði birine ihtiyaç duyuyor
söz, ezmek için kullanýlan bir silah
arkadaþlar yoldaþlar arasýnda bile
tapýnmak öylesine bir yaþam biçimi ki burada
yürürken unutkanlýklarýyla seviþebilen birisi olmaktan korkuyorum
yürürken bile bu kentte
ki yürümek bir düþünmedir
tabi bütün ozanlarýnýn bir masala sürgüne gönderildiði bir yerde
herkes bir baþkasý için yapar
kendisi için yapmasý gerekenleri
aðlarken kana karýþýr sevdamýzýn yarýsý
farketmez tutunuruz bireysel kýsmýna büyük zamanýmýzýn
ya herkes birbirine geç varýr
ya herkes birbirine erken gider
gülüþlerimizi kalýcýlaþtýrdýðýmýz ölçüde gidebileceðimiz halde
biz kalýrýz gülüþlerimiz gider
bir insanýn bir insana verebileceði en deðerli þeyi
’yalnýzlýðý’
bana verdiðini þimdi daha iyi anlýyorum
beni kalmaya mahkum eden bir yola nasýl sevdalandýðýmý da
üstelik senin için yazarken bile sevgilim onu düþlüyorum
korkunç evet
ona bir koridorda rastlamýþtým
ya da böyle olmasýný istediðim bir gecede
ölümler sonrasýydý korkusuzdum
artýk hiçbir tren makas deðiþtirmiyordu ben bakabildiðimde
bir otobüsün yorgun soluklarla buðulanmýþ camlarýndan
arakadakileri gözlüyordum
ýþýltýlarýný sayýyordum
güncesini tutarak sayýklamalarýn
koridor basit bir çitti
ayaðýmý kaldýrýp üzerinden geçemeyeceðim basit bir çit
sessizdim öfkeliydim
arkada ayaktaydým üstelik dönüyordum
sanýyorum otobüse son anda yetiþmiþti
daha öncede konuþmuþtuk onunla
öyle sanýyorum benim duruþumdan da korkunç bir merhabasý vardý
ne zamandýr görmediðim bir þeyi onda görüyordum
dahasý bir gece birisini görebiliyordum gerçekten
bir þeyler söylüyordu
gözlerine bakmamaya çalýþýrken bile onu görüyordum denizin yüzünde
sanki amansýz bir fýrtýnada
balkonda unuttuðum sardunyamý ölü çiçeðimi canlandýrmak için gelmiþti
üzerimizde incecik bir yaðmurluk dahi yokken
tepede kar yaðýþýný izlerken ki gülüþümüze benziyordu
hem de hiç benzemiyordu bir yandan
bu benzemeyiþ tedirginliðimin tehditlerini amansýzlaþtýrýyordu
ortak bir acýyý dindirmek için çabalarken
sessizliði paylaþmayý yeniden öðretiyordu bana
o kýpkýrmýzý gülüþ
geceye ben senin deðilim diyen saçlarýnýn karasý
sevdamýn kanýný usulca siliyordu
bir kayýp ülkenin kýrlarýnýn
hüzünlü daðlarýnýn yamaçlarýna çektiði sürmeyi anýmsatan
sevdasýný baðrýnda gizleyen kaþlarý
ve kan tutmuþ yabancý bir geçmiþ
yakýnlýðýmýzýn savaþýný bir aþk pahasýna verdirtiyordu bana
zamanla daha iyi öðrenecektim
ya sana ya da aþka ihanet etmem gerektiðini
benim yüreðimde öylesine çeliþiyordunuz öylesine birbirinizken
ihanet etmekten baþka bir þey yapmam mümkün deðildi sevda için
farklý bir iklimde yaþamaya mahkumdum diðerlerinden
üstelik ayný çaðda
kayýp sözcükler
sevdalý öpüþler
bir demir yolu kesilmiþti
baþtan aþaðý bölüyordu yüreðini
herkes için baþka geçmiþleri olan güç satýcýlarý mutlumuydu bilmiyorum ama
bu mahkumiyet benimdi onlarýn deðil
ve yemin ederim sevgilim
geçmiþimi kullanmasýna hiçbirinin izin vermedim
kendimin bile
oysa þimdi saklanan bir denizde her gün bana gülümsüyor
ve sadece bu
yabancýlýk bir kenttir sevdiðim
yabancýlýk bir kenttir
kendi kendine yasaklanmýþ bir an kadar yasak
pencerelere takýlýp kalmýþ bakýþlar kadar umursamaz ve cömert olabilir
yumuþatma gülüþünü
duvarlarýndadýr kent
ayna saklýsý bir düþ kadar acýmasýz
gizle bileyler onurunu gölgeler yýldýzlarla
sarsýlmaz bir zaman anlayýþý vardý mezarlýklarýn
bahçelerine girilmiþ tuzak yüreklerde
her dokunuþ için bir baþkasý olmak gerekir hatýrla
hiç tanýmadýðýn bir öpüþ seninkidir aslýnda
ne zaman nerde yitirdiðini bulmak zordur ýssýz kýrýlganlýklarýn
iþte bu da öylesi bir kargaþadan somutlanmýþ bir izlektir
pas tutmuþ acýlarý kullanýr çark
her sevdalanýþ bir izdiham yaratýr
kargalarýn tarlasýnda bir korkuluk olursun
dudaðýnýn kýrmýzýsýný
esmer akþam üstleri alýr
kavþaklar acýmasýzdýr
bir o kadarda þevkatli
hep seni bekleyen hileli býkkýnlýkla ayaklarýný parçalar
aþka sýnýr arar
tek gerçeði kendidir öldürülmüþ kentlerin
iþte sorgulanmýþ baharlarýn ele vermediði kýz
þuna inan þimdi birisi daha öldü herkes biliyor
yalan söyleseler de sinsice çýkýyorlar kentlerinden
hepsini bütünleþtiren yüreklerinin
sonsuz karanlýðýnda buluþuyorlar
onlar dua ediyorlar bizim ölülerimiz için
sonrasý gece oyuncak bir kelebek kýrýk kanadýndan yapýlmýþ yaralý bir kuþun
’insanlarý olmasý þart mýdýr bir kentin’ diye ilk sorduðunda kendimden utanmýþtým
aðlamaklý bir çocuðun düþünde yargýlamýþtým kendimi
istasyonlarýný varoþlarýný gezmiþtim kentin
özür dilemiþtim
þimdi þu kesin ki aþk kadar yabancýlýk bir kenttir
oraya uðramasý mümkünsüzdür gezginlerin
dað yollarý dolaþýp geceleri köy evlerinin kapýlarýný týklatan ipince bir rüzgar
yaylalarýn kokusunu indirecektir gecekondu sokaklara
belki gölbalýklarý ile söyleþecektir derviþ
sýð ayrýcalýktýr çoðunluk için
alkýþ tutacaktýr aðaç karnýný yaranlara
sýr býçaktýr karanfilin aðzýnda
konuþsa kesilir dili sürgün çocuklarýn
yangýnlar doðuracaktýr belki kuþku
yanlýþ yangýnlar
ama sevdanýn sabaha yakýn olduðu bir zamanda uðrayacaktýr mutlak kente birisi
havada uçuþan ince esmer parmaklarýn
eski ve unutamadýðýn aþklarýnla vurdu kaç kez bana
bir büyük kent çölünde koþacaktýr çocuk tepeye
bir daha çýkamayacak olsa da
o bizim nerde olduðumuzu her zaman bilecektir
her þey bir bakýþla baþlamýþtý
bir çocuk bir liman iki yemin
seni seviyorum
Sosyal Medyada Paylaşın:
Kahraman Tazeoğlu Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.