Saçaklarýnda bin dokuz kýrk yedi yýlýnýn tozlarý olan bir sehpa,
Köþe baþýnda çocuk sesleri,
Cuma sonrasý toplanan kadýnlardan geriye kalan ince sesli Yasinler, Fetihler…
Su, debisi ölçülmemiþ haliyle yanaklara dökülür iken,
Ýki parmaklarýyla fincan tutan adamlardan geriye kalan resimler,
Diyelim ki saat daha düne ait bir zaman dilimi!
Þaka yapýyor en genç kýz.
Demli çayýn yanýnda tuzlu çekirdek merasimleri,
Ölü evi deðil, oysa sevilmelere ait hayaller!
Demir-çelik fabrikasý önünde cigarasý sönmeye yakýn bir adam daha;
Hamal!
Oysa o fabrikadan içeri girse hayatý kurtulacak.
Pek yakýndan tanýdýk bir yakýn geçmiþin þahidi,
’Daha fazla kazanýyorum’, iddia ediyor ki hamallýktan daha fazla kazanýyor,
Birkaç on yýl sonrasýný düþünmemesi de garip deðil ona,
Karýsýnýn belinde koca taþlar,
Gecekonmayan evler inþa ediyor her bir sokak da.
Kadýnlarýn tarihinde en nü çalýþmayý yapan terli bir bakýþ;
Kasetin son þarkýsýnda,
Bu da gelir, bu geçer yalaný alaturka.
Hatta hastalýk, kimi zaman da inanmak sevgiye,
Zengin olup da eldiven takacaðýma,
Zengin olup da eldiven takmam diyor.
Zengin olup olmamak da topraðýn nadas sonrasý aðlayýþý,
Sevgisiz olunca, saraylar yapýlsa ne fayda?
Ýçim burkuluyor,
Ýçimi demir gibi burkan fýrýnlar var yüreðimde.
Kimi zaman anne oluyorlar, kimi zaman baba ve çoðu zaman da sevgili
Ama ben hiçbir zaman,
Hiçbir sevgilinin tarihçesini bilmiyorum.
Hiçbir sevgilinin kokusunu,
Uyumasýný, uyumamasýný,
Hiçbir sevgili yerine de koyamýyorum kendi çaresizliðimi.
En çok da en sonra kendime savruluyorum þarapneller misali,
Yemek için çalýþan, barýþýn gözlerine kurþun sýkanlar mahallesinde
Siperi olmayan savaþlarýmda hasta insanlar cenneti.
Seslerini duyamasam da atlar var, atlar yemyeþil çimenler üzerinde,
Hollanda yaðmuru bu yanaklarýmdan akanlar,
Ve geride býrakýlan mektuplarý seçmek de imkansýz,
Gözlerimi her kapayýþýmda,
Beni onum olmadýðýna inandýran bakýþlarýyla,
Bir aMan çekip, donunu düzeltip nasýlsýn diyen omuzlarýyla,
Ýçeri giriyor.
Köþe baþý sokak çocukluðum
Çocukluðumu duymadýðým yýllar oldu ciðerlerimde.
Týkayan bir nefes içimi, sanki yeniden Ýstiklal Harbi!
Gözlerimden akan yaþlarý saklamak için susuyorum,
Ýçeri girip, artýk inandýðýný söylüyor o güzel kadýn.
Fotoðrafýmýzý çekerken adam, yýl bilmem dokuz yüz kaç,
Yaðmurumu sakýndýðým yüzümden ötürü sevilmediðini zannediyor
Hasta olmasaydým, buna da inanabilirdim diyor.
Ama Madonna inanýyor,
Saniyeler içerisinde ceketi içinde tükürüðü kurumuþ bir sarma
Nasýl da aklýmý almýþ bu Nisan,
Nasýl da yalnýzlýðýma dokunmuþ diye hâlâ aðlýyorum!
Galiba hepsi bir roman, hepsi bir filmden kare,
’Bir insan bir insana yeterdi herhalde’ diye diye,
Ýnandýðýna bu sefer küfrediyorum dualarým ile
.