mana içinde kana bulanmýþ heceler
trafolarýn etrafýnda otlara hediye
yaþarken de aynada gördüðü tanrý kadar
tutkulu bir yunan çocuðu hasretlik
masallara inanmaktan öte, masalca
hikayelerindeki bütün sessiz harflere
bir bir nefesi ile her an dikilmek de
parmak uçlarý töresinde gözyaþý aþk
hiçbir gece küstüremez yaþama bu kadar
bir imbattan geriye ne kalmýþsa
her feribot seferinde ayný pencere kenarý
istesem belki de ingiliz kahve fincaný
istersem de, sanýrým bir kadýnýn dudaklarý
kibrit gözlerinde ayasofya kalýntýlarý
konuþmanýn öncü sefer olduðu redakte
her bayram tank seslerine alýþkýn asfaltlar
kimi zaman sincabýn yuvalarýný bozarlar
kimi zaman da sakallý bir adamýn edepsizliðini
her ikise ayný þey olmalý sanýrým evvelden
esrikleþen matiz nöbetlerinde seyrek duygu
inanmaya inandýramazlar beni artýk
media player de çalsa da hep zeki müren
manasýna itiraz edilmek de sefil yürekyüzü
tüm itirazlarý beyaz bir eldiven kaldýrabilir
sarý, sarý ve beyaz akýtýr lenf her düðümünü
ölümlerin bu kadar güzel olduðunu bilseydi
hiç ölür müydü erkenden o genç þairler
mesela diyorum, yani mesela birkaç yüz defa
otostop çekmenin bile adeti var iken yaþamda
sana olan aþkýmý redakte etmeye kalkanlar da var
kalkmýþ olmak keþke oturmayý gerektirmeseydi
inancýma daha çok perçin vuruyor þimdi böyleleri
dikte edilmiþ tüm kayýtlarý silerken gözlerim
mana içinde trombositini arýyor fýrçalý küfürler
þimdi sefil aynada görülen o son sanrý da geçti
sarýl bana, sarýl da unutalým gelmiþini geçmiþini