dýþarýda sýcaklýk sýfýr derece, hayal bile edilemeyecek hayaletlerle dolu bir gündüz ya da gece. ...
çocuk.., buz tutmuþ cama yapýþan kar tanelerine bakarken, içini çekerek sen misin ‘yarýn’ dedi içlerinden birine, o kar tanesi gibi üþüyerek gözünü alan kristal, yangýn alevinden kaçmýþ kývýlcým gibi parlaktý ama dönülmez aðýtlardan bile çok uzak, soðuk, yalnýz ve ýslaktý.
çocuk.., sen misin ‘yarýn’ diye bir daha sordu, soðuk cama doðru yaklaþýp ama sonra korkuyla geri çekildi, camda eriyen kar tanesine bakýp kristal bir gözyaþý gibi akmýþtý ‘yarýn’, süzülüp pervazdan aþaðýya buz arasý çatlaklardan yol bulup, karýþmak için kor ateþ kazanýna.
adam…, çocukluk kuþunun yürek suyuyla beslerken, içindeki o kor ateþi hala aklýnýn bir köþesindeydi, camda eriyip kaybolan kar tanesi çünkü ne güneþ çekildi o günden sonra günden, ne de ay geceden ve o gün eriyen ‘yarýn’ bir daha asla, hiç gözükmedi pencereden.
saat on iki…, yani erimeler doðumumuzla birlikte baþlar, biter öldükten sonra arada boþluðu doldurmak bizim yaptýðýmýz, o da yaþamak adýna bir gün zafer mutlaka umuduyla, buna mücadele ve sevda diyoruz ama hala içimizdeki oyuncaðý kýrýk, eli üþümüþ o çocuðu yaþýyoruz.
/saçlarýný kim örmüþ, beni öpmüþsün…, ‘yarýn’ nereye saklanmýþ…/
... eksi sonsuza kadar düþtü derece, gündüz ya da gece, beyaz heceler üstünde simsiyah bir bilmece.
Cevat Çeþtepe
Sosyal Medyada Paylaşın:
uzungemici Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.