her geldiðinde
okur okur gidersin beni üstünkörü
ne yüreðimden haberdar
ne hâlimden…
üstelik
duyarsýzdýr hep gitmelerin
ne zaman sýrtýný dönsen
Eyyûb sabrýmla
kalýrým bir baþýma
yaram derin
yaram açýk
tut desem…
ama onu da diyemiyorum ki sana!
acýyorken ellerimin nasýrlý yanlarý
çaresizliðinden de dem vuramýyorum
çýplaklýðýndan da üstelik
varsýn olsun!
kalsýn ellerim üryan, sensiz
yüreðim gibi
daha bir nasýrlý
hem tutsan da, bir süre sonra
yýkamaya falan kalkarsýn ellerini
paklanýrsýn aþk kirliliðimden
gidersin
ellerim gider gerisin geriye
koynumda, köze tutsak
baðlar kendini ateþin ipleriyle
kahrolurum!
uzun uzadýya
düþündükçe sýmsýcak avuçlarýnýn
benim olmadýðýný
avuçlarýn ki
narin ellerin hizmetkârý…
“derdin kiminle? desem...
-ama demesem daha iyi sanki-
haþýr neþir olurken sen
baþkalarýyla
bir de ortaya
beni sevdiðine dair aðzýndan
zoraki cümleler döktürmeyeyim
dayamýþým gibi
namluyu þakaðýna...
ve aþk, dað gibi
hasretini
kederini
esaretini
yüklemiþken omuzlarýma
gücüm yok
bir baþka kederi yüklenmeye
düþtükçe gözlerime
ayný karede
sen ve o...
git!
sen, özgürlüðüne kurban ol
ben, tutsaklýðýma…
S.Ün -21.03.2012