Kasvet dört bir yanı sarmış, kuşatmış
Musibete sebep aramaz olduk...
Mahzun gönüllerde gemiler batmış
Limana huzurla varamaz olduk...
Kalpler nefse esir, akıl akçede
Kibir yuva yapmış lisan, lehçede
Baykuşlar ötüyor gamlı bahçede
Girsek de bir tek gül deremez olduk...
Yol sarpa sarınca eğilmiş başlar
Bir çıkar uğruna bütün telaşlar
Bakışlar öfkeli; çatılmış kaşlar
Sevginin sırrına eremez olduk
Yığınlar yarından kesmiş gümanı
"Dem bozuk" gafilin tek argümanı
N/isyan çamuruna kattık her ânı
Ömrün hesabını veremez olduk
Oyunlar, internet, sayısız dizi
Esir almış gibi herbirimizi
Sahilde salınıp koca denizi;
Deryâda o g/izi göremez olduk...
Misafir, sohbet ne? Kaldı mı bilen?
Gaye tek! Gelmesin, tez gitsin gelen,
Bilmem ki ben miyim bir tek üzülen
Dostluğun vasfına eremez olduk...
Ne yapsak etsek de dinmiyor ağrı
Gerçeği görenin yanıyor bağrı
Savrulduk ifrattan tefrite doğru
Dengeyi bir türlü kuramaz olduk...
Bir yerlerde hata yapmışız, belli!
Çok kötü bir virüs kapmışız belli!
Değerlerimizden kopmuşuz belli!
Gaflet zincirini kıramaz olduk...
Çocuktan da öte yaramaz olduk.
Mecit Aktürk