Öp, Üşüyor Dudaklarım
Gidiþin, henüz iyileþmemiþ yarayý terk eden kabuk kadar acýmasýz.
Yalnýzlýðýmdan öp beni; acýma, sýz…
Gir kimsesizliðimin can evine bir gece vakti.
Çal kafesinden yüreðimi,
Çal yayý kýrýk bir kemanla son senfoniyi,
Ses tellerim incinsin hýçkýrmaktan,
Ýncelsin sesim,
Cümle sonlarýma nokta olsun dudaklarýn,
Önce sesim kesilsin, sonra nefesim…
Gitme…
Diktatör bir cümle devrilsin dilimde, dur!
Yani gitmesen…
Kal!
Ceplerinin karanlýðýna çaresizce sýðýnan ellerini çýkar.
Ýki yanýndan aþaðý asýlan kollarýný boynumdan sal.
Dur iþte, gitme kal.
Bu defa bitmesin, uyutulmadan önce anlatýlan bu son masal…
Sustu içimde cývýldayan çocuk.
Yalvarýþlarýmýn dili yok, her biri di’li geçmiþ zaman çaresizliði.
Ýyi hiçbir temenni bozmuyor haykýrýþlarýmdaki bu çýðlýk çýðlýða sessizliði.
Çözemiyor ellerim aklýnýn kördüðüm iplerini,
Ve bakýþlarýnýn kör noktasýndan sýzan siyahý…
Siyahýn tadý yok,
Siyah anlamsýz,
Siyah, kýrýk bir ayna…
Siyah, ne kadar benziyor bana!
Sessiz, beyazsýz…
Siyah, senden kalan son bir tel saç þakaklarýmda…
Ben bütün ‘kal’larýn lal olduðu sokaktayým.
Gidiþine diþ geçiremediðim o karanlýk köþe baþýnda…
“Aþkýn zamaný yok!
Mevsimi, rengi,
Ve ýrký da…”
Dediðin o cümle sonlarýnda…
Hoþ kalabilme temennisiyle d/üþüyor, kollarýnýn boynumda býraktýðý izler.
Mevsim sarý sonbaharýn son demleri,
Sönüyor yüreðimin cehenneminde savrulan köz.
Hatýrlamayacaðým bile seni!
Unutacaðým, söz…
Tenim buz,
Tenim soðuk,
Býrak tenimde kalsýn terinden tenime süzdüðün tuz.
Sus!
Eð göðsünü omuzlarýmdan aþaðý,
Yüreðini sol göðsüme pus.
Sil buðulanmýþ gözlerinden göz ucuyla yazýlmýþ ‘dur’larý.
Git sonra,
Beni düþlerinden kus…
Acýyla,
Kinle,
Hasretle,
Öpüþüyor dudaklarým!
Öp, üþüyor dudaklarým…
Ezgin KILIÇ
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.