...
Görebilmem lazým, ölebilmek için acýyý gözlerinde
bazen güneþ karartabilir, sinirli de olabilirim
ama sen hiç takýlma böylesine ufak tefek þeylere
sen kýrýlsan da, ben parçalarýnla seni sevebilirim.
Þahit olur inancýný yitirdiðin bulvarýn köþesindeki tuhafiyeci
birkaç mezar olur arkasýnda her zaman camilerin
bizim camilerimizin, toprak kokulu taþlarla çevrili hani...
Bir de sabahýn ilk ýþýklarýnda gazetelerimiz olur, mürekkep kokulu
saçlarýný yayýp omzuna, tahta sandalyene oturdun mu;
aþký o an sen zannederim.
Ne kadar þair varsa bir kentte, oturur aklýmýn baþucunda geceleri
bedavaya çalýþmaz, yazmaz hiçbiri hemen hemen
senin gözlerinden bahsederim, gözlerinin ne kadar güzel olduðundan
kimi siyah bilir, kimi masmavi, kimi de yemyeþil
her biri sever benim gibi, her biri sana yazar þiirlerini
bilmezler ki geceden uyumuþ yüreðinin hali pür- melal
bilmezler ki seviþmelerin ümitsizliðinde hicrandýr helal.
Kýyýya vura vura artýk yanaklarýnda öpülecek tek yer son mýsra
acýný görebilmem için ölmemem gerekiyormuþ, anladým.
Takýlýp gitsen de kendi þüphelerinin ardý sýra
bir parçan kalmasa dahi avuçlarýmda
sevebilirim yine de ben seni,
o þarký çaldýðýnda!
..