tanrýlardan geriye kalan
bu dünya diyorum bu dünya
çöplük mezbelelik
alev topu yukarýlar
lav pýhtýsý bir derya
bu dünya diyorum bu dünya
uçurumun kýyýsýnda
sonbaharýn yapraksýz dalýnda “yapma çiçek”
saçlarý kuþlak, gözleri yorgun
yaðmuru tuzlu rüzgarý hýzlý
yüzü haþlak
düþüyor düþüyor
týrkazlý göcekli kapýlar ardýna
yutulmuþ adreslere düþüyor
korkular çavlanlar
ýrmaklar anaforlar
eðreti uykulara karabasanlar üþüþüyor
yarasalar sýrtlanlar
eteklerinden süzülüyor yýlanlar
hangi birine teslim olacaksýn
duru coþkuyla boðamadýðýn kanýn
kurumuþ kutsal salgýlarýn hangi birisine
muhabbet tellallarýnýn kalebendinde
kökler ayrýk otu, dallar sarmaþýk
ellerinde kara liste
sýnýrlar çizmiþler kemiklerine
destursuz bedel biçmiþler tenine
gönül kýrgýný
kader vurgunu “yapma çiçek”
hangi çuvala sýðar dünya dolusu zibil
senin harcýn deðil
her gece defalarca öleceksin
daha kaç gece öleceksin
bu vebal sana aðýr
bu mürekkep, bu hokka makbul deðil
onca lekeyi nasýl sileceksin “yapma çiçek”
yapma, çiçek
Müsadenizle