Sen ki; sessiz yaðmurum, hani gök çatmasa kaþlarýný çakmasa ürküten þimþeklerini ve ateþ çýkmasa bulutlarýn gözlerinden gayet inandýrýcý gelme isteðin, hissettiðim..
Yað o halde ne bekliyorsun, toprak gibi susamýþ sana suskunluðuma benzer Her geceye sürülen özlem yüklü damlalar biriktirdi, Adýna nasýl sözler(þiir diyorlar) büyüttü yürek bilmiyorsun?
Sen ki, ey sancým, tabiplere sual olunmuyor diyemiyorum ki sorma ne haldeyim ? Sorma tutunamadýðým ellerinde biçareyim ýstýrabý anlatmak öyle zor du ki derde deva bulmaktan daha da zordu..
Saplanmak kendi kalbine, ve bütün çýkýþ kapýlarýný mühürlemek içerde, her seferde öldüren sonra yeniden dirilten o yitik sevgiyle inadýna yaþamak..
’Gel yeter ki ! Ebruli sabahlara aksýn inciler sonunda düþüm gönlünden düþürmeyenim, her derin bekleyiþimde hercai menekþeler açar dalýmda bir bilsen, durmayan zaman gelmesen de korusun ellerine düþen satýrlarý, varsýn izlerin kalsýn geriye ne çýkar ki; yadigâr bilir sarýlýrým..’
Çok zordu, kendi hücreni ellerinle inþa etmek, her eklenen taþý, neredeyse çöllerden taþýnan kristal kum taneleriyle birleþtirmenin deðerini sen bilebilir misin?
Bilemezsin ki, ah bilmek de b’aþka erdemdir çünkü...
Feyza muhurlu
Bir eflatun.. 5 Ocak 2012- 01:30 ÝZMÝR Sosyal Medyada Paylaşın:
Feyza 'muhurlu' Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.