Güvercinlere Hicret Ve Azize!
Bizim için inanmak yok artýk,
Güvenmek var.
Kendileriyle iman etmediklerimize söyle bize isterlerse güvenebilirler.
1) Bizden þöyle söyle onlara Azize:
“Gayrý etrafýnýz güvenmediðiniz dostlarýnýzla dolu...
Oysa size ne güveneceðiniz düþmanlar,
Ne de inanmadýðýnýz dostlar lazýmdý…” Ve sonra bize kulak versin seninle gidenler Azize: Duyun!
Güvercinlere hicret etmek isteyenler durmasýnlar etsinler!
Fýsýldayýn! Bize lazým olan: Cesedimizi sessizce gömecek kargalar
ve hayatý sabýrla emzirecek yarasalardýr.
Seninle gidenler: Bizi kurtardýklarýna deðil; batýrdýklarýna çaðýrsýnlar!
Bizi kazandýklarýnda deðil, kaybettiklerinde arasýnlar!
‘’Biz’’ beyazýn siyaha döndüðü ve
ekmeðin küf tutmuþ zifte bulandýðý her yere geliriz Azize!
Biz, düþmanlarýnýzýn kervanlarýný basar; dostlarýnýza daðýtýrýz Azize!
Biz iyi biliriz, her gülüþün ardýnda yatan saðanaklarý…
Ve biz, iyi biliriz, sellerin ne zaman patlayacaðýný…
2) Güvercinlere hicret etmek isteyenler durmasýnlar etsinler!
Seninle gidenler arkalarýna tek bir kez bile bakmasýnlar.
Biz kargalarla barýþýp, yarasalarla ovacaðýz güneþi.
Biz elimizdeki çamuru yiyerek baþlayacaðýz!
‘’Buðdaya ve Ýncir’’e iman edenler bize biraz taþ ve bizi o taþlarla baþ baþa býraksýnlar...
Seninle hicret edenlere böyle söyle Azize!..
Onlar gittikleri tüm þehirleri kendilerine benzetecekler!
Ne zaman isyan çýkarsa; bizi iþte o zaman çaðýr Azize!
Atlar hazýrlayýp geliriz!
Yeri göðe kata kata geliriz!
Sana olan kýrgýnlýðýmýzý düþmanlarýnýn suratýna çarparken,
Kardeþlerimizi kapýnýza,
Kalleþlerinizi yanýmýza alýp döneriz!
Hayallerimiz sizin olsun...
Hayaletlerinizi bize kovabilirsiniz Azize!
3) Hayalet: Dýþýnýzdaki hayaletler içinizdeki düþlerce emildi!
Kendi hayaletlerini düþleyen sadýk korkaklar içindesin artýk…
Bu da benim gözyaþý kehanetim olsun sana!
‘’Korkaklýk’’ yüzleþmeyecek, yüz çevirecek senden Azize!
Gayrý yüzüm bir kurþun,
Karþýsýnda dimdik durduðum.
Alnýma bakýyorum hep,
Alným iþte!
Gittiðin yollar(l)a vurulan!
Oysa
“Beni vur” demiþtim sana...
Vurmadýn, “yaþamalýsýn” dedin ve gittin!
Yaþadým!
…da ne oldu?
Haram oldum…
4)Sensiz bir tek dal tutmadý Azize: Onlarýn ellerinden hep nefret ettim,
tuttular mý, güçlü tuttular; çünkü
kafes kafesti parmaklarý…
Her dokunan artýk biraz kelepçe…
Oysa benim ellerim tutmaz Azize
Seni hiç tutmadýðým gibi…
Dokunurum, yalnýzca
sahip olmak için deðil; uyandýrmak için usulca...
Ben kimin omzuna sarýldýysam dað oldum,
çekip gitmesini bilen bir dað…
Onlar bir denize girer gibi girmek istediler ellerime
sen su’sun dediler... Sen yaþamsýn...
Oysa sular Azize ile aðlýyor þimdi þehirlerin üstüne...
“Dýþarýya koþup bakýn” diyorum: Avazým!
“Yaðmurlar Azizeyi yaðýyor.” anlamýyorlar…
“Ýçeri gir” diyorlar.
Girilecek bir içeri mi kaldý Azize?
Bütün içerileri ateþe veren bu adam
çýkýlacak bir dýþarýsý olmadýðýný da bilmiyor mu?
Oysa ne suya ne de yaþama…
ben su ile yaþamýn arasýnda hem suya bölünenim hem yaþama
ýslak bir sözüm
tek bildiðim: sensiz bir tane dalýn tutmadýðý…
5) Azize’ye borç: dualar, isyanlar ve susmalar! Anladým:
ayrýlmak fýtratý bölmekmiþ,
birleþmek ise fýtratý çözmek...
Þimdi ayrýlanlar bölünüyor,
birleþenler ise çözülüyor Azize!
Bana
"gerçek bir sevgi bulamayacaksýn" demiþtin...
"Sevgiye inancýn kalmadý mý ? "deyu sordum,
"Hayýr" dedin..
"Gerçek kalmadý… " "Git önce kendi gerçeðini bul;
sonra sev" dedin...
Gittim Azize,
gerçek diye piyasayý ve kanýksamayý buldum!..
Ah Azize ,
Tüm fiyatlarý ve alýþmalarý yakmalý (mý?)...
Sahi ederin deðeri nedir?
Biz kimiz ki hayatý alýp vuruyoruz etiketlere?
Bizim haddimiz ne ki, þükür ve paylaþmaktan öte?
Ben alýþmýþ memurlardan deðilim Azize!
Ne Rabbin, ne devletin, ne de servetin memuru deðilim!
Ben daha varlýðýma alýþamamýþým;
Yokluðuna nasýl alýþayým?
Yokluðun eksiklik deðil Azize, o da varlýðýn!
Giderken bende býraktýðýn yaþlý bir sabî!
Ben þimdi sana nasýl alýþayým Azize?
“Her ayrýlýðýn bir fiyatý var” demiþtin bana!
Öyle mi?
Ödeyebildin mi peki sen onu?
Ne mutlu sana!
Ben hala borçluyum Azize!
Sana faiziyle dualar, isyanlar ve susmalar borçluyum...
6) Beni Baðýþlamaný Ýstemiyorum Azize: Defolduðun cennetine dön Azize,
Defettiðin bir cehennemi saçlarýmda taþýyorum.
Saçlarýma bir adam oturmuþ Furkan suresi okuyor!
“Geç kaldýn” diyorum..
“Amin” diyor hep!
“Beni niye býrakmýyorsun” “Bak Azize de gitti,
haydi sen de git;
artýk tüm gitmeler Azizedir zaten!...”
Ey Azize’nin piþmanlýðý!
‘’Niye gitmiyorlar kapýmdan?
Niye sureler okuyorlar baþýmda?
Allah her þeye yeniden baþlayanlarýn yardýmcýsýdýr” deme bana...
Ben her þeye yeniden baþlamak istemiyorum ki!
Ben her þeyle yeniden yanmak istiyorum...
Beni ateþe atmasý için yalvarmaný istediðim Rabbine söyle Azize!
Yaksýn beni,
Bin kere yaksýn,
Ve sakýn söndürmesin...
Seni baðýþladým ben Azize!
Ama tarafýndan da baðýþlanmak istemiyorum!
Unutulmak istiyorum…
Çok uzun zamanlar boyunca Azize,
Çok uzun zamanlar boyunca...
Anýlmaya deðer bir þey de deðildim zaten…
Kayýpkentli
Kýztaþý-Ýstanbul.
10.12.2011
04:58
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.