Öyle masum bir girdap büyütüyor iþte ayaklarýn
git oðlu git deyiþini hatýrlýyorum arkamda
ses ki makasla ayrýlmýþ tohumundan
ses ki omuzlarýmda çok eski
/bir zeytin aðacýný öpen babam
asýyor gölgesini boynuna/
tarla kuþlarýný kim çaðýrdý soruyorum
-bir aþk ki onlardan alýnýr haberi-
rüzgâr fýsýltýya oturan yarayla meþgul
geziniyor teninde akþamýn
sardunyayla görüþüyor birileri
birileri þehir anýlarýný döküyor nehre
þýmarýk bir gün ýþýðý koþturuyor yapraklarda
kulaðýný çekiyor yaðmurun
daðlar tavaf ediyor kasabayý
bir baþ dönmesi ki sormayýn
saçý açýk çatýlarda
pamuk tarlasýndan toplandýðýný sanýrken bulutlarýn
bir çocuk küfürle dalýyor maviye
sen bilmesen de güvercinlerden
soruluyor beyazýn istikameti
ama uçmak onlarýn sýrtýnda
sonra akþamý getiren kýrýk bir radyo aðzýnda
bir gülüþü bölüþüyoruz aþk gibi
nehirler emeklemeyi seviyor daha çok
bizse suyu okþamayý koþarcasýna
iþte orada geceye yürüyor gündönümleri
dilimizle karýþýyoruz rengine seviþmenin
zenci bir yalnýzlýk olup nereye baksak
bir çilingir çaðýrýyoruz aramýza