MAHMUR YAZ AKŞAMLARI

Yaz akþamlarýnýn kasýp kavuran sýcaklarýyla
Yine mahmur geçen garip bir temmuz
Nihayetinde akþam sonu ve saat nabýzýmda çarpýyor,
Huzura çeyrek kala,
Geceler kýsa, ne hikmetse zaman tükenmeyi bilmez,
Dakikalar olduðu yerde çivilenir kalýr öylece.
Esmer günlerin yorgunluðu omuzlarda.
Gece el ayak çekilince düþüncelerle baþbaþa kalmak
Ferahlatýcý bir esinti gibidir.
Gündüz yürekte fýrtanalar koparýr, geceler dingindir
Ortalýkta savaþýr gibi yaþayan bedenimiz
Hani fýrtýna sonrasý sessizliðin çýðlýðý
Yüreðim konuþur, söz olup dle gelen binlerce kelâm
Kol kola sayfa üzerinde ete kemiðe bürünmeye baþlar.
Issýzlýða bürünen aðaçlarýn esintiyle,
Daðlarýn eteðinden çýka gelen reyhan kokularýna baygýn gökyüzüyle Adeta gözgöze bakakalýrýz, birbirimize.
Ateþ kýrmýzýsý gelinciklerle süslenen cadde lambalarý
Ýçli bir melodiyle yankýlanýrken
Asfalt yollarýn uzun ince türküsünü söyler
Dudaðýnda fiyakalý bir ýslýkla
Gökte ise yýldýzlar ayaydýn parýldýyor
Zifiri karanlýðý ýþýtýrken,
Ay cilveli göz alýcýlýðýyla karþýmda
Þavký düþer yüreðime
Ta ki sabah yerini güneþe býrakýncaya dek,
Sessizliði bozan,, nazlý bir gelin gibi süzülen
Ayaklarýnda týkýr týkýr nallarýyla eski zaman paytonlarý
Bir de kýsýk sesiyle, radyodan gelen ses
Sesizliðin kollarýnda gözgöze gelinen raks
Sýrasýný bekleyen þarkýlardan fal tutmaktý,
Papatya yapraklarýný savururken çimler üzerine,
Yolu beklenen yavuklular gelecek mi, gelmeyecek mi, diye,
Biharap býrakýlan kýrçiçeklerinin yazgýsýdýr, diye gülümserken
Ýþte yine bestekâr Tatyos Efendi den çalýyordu
Anteni çekmeyen kýrýk radyodan ; ’ Gamzedeyim deva bulmam. ’
Gecenin tonuna gayette yakýþýyordu
Ne de olsa gürültülü müzik yoruyordu, bedeni,
Karanlýk akýp giderken
Yaz gecelerinin koynundan
Zaman ipek bir þal gibi omuzlarýmdan
Bir yýldýzla kayýp gitmiþti,
Ýçimden tuttuðum bir dilekle birlikte...
Doyumsuz bir tat, belki yazdýklarýmda
Belki de yaðlý bir tablo gibi
Gökyüzünün atlasýna çizdiklerimde....
DÝCLE AYYILDIZ
Sosyal Medyada Paylaşın: