Karanfilimin Rengi
Kanla yitirilmiþ… Cehennem yürekli, cennet yüzlü Eylül çocuklarýna!
Mehmet Akif Dalcý için…
karanfilim neden kýrmýzý?
bir umudun türküsüdür ki hiç bitmez, ondandýr
atar maden ocaklarýnda, fabrika çýðlýklarýnda, grevler de atar!
Þimdi marþa mayalanmazda isyan, kavgaya demlenmezde yürek neye atar
ben yenilemiþsem zamaný bilinçtendir
sen ölmemiþsen, gömleðimde kanýn var diyedir
biz bitmemiþsek umut halkýn diyedir.
Sevda her dem kavga ile bileylidir.
I.
uzaklarda düþünmek zordur.
hayaletler sarar her yaný, soðuk bir cam parçasýna sarýlýp kalýrsýn
geceye karþý kýlýmý bile kýmýldatmadan kalýyorum, kilometrelerce kalýyorum.
soðuk çeliðe verilen ince nefes gibi iþlemekte içime
burada güzel þeyler düþünmek istiyor insan
sýcak ekmek mesela, bir tas çorba, bir öpücük
gamsýz kedersiz bir ömürdür isteðim
çocuklara yalnýz çocuklara
oysa kaç gece yastýk altýnda buldum diþleri çekilmiþ düþlerimi
ben söyledim/ sen unutma bunlarý
cehennem düþ barýndýrmaz çocuklara, cennetse hiç varoþlardan yana olmamýþtýr
yürek hiç yýlmamýþtýr…
II.
karabasan rüyalardan uyandýðýmda, yani paydos düdükleri çalarken
hiçbir þeyi düþünmeden dayanýp yaðlý yüzüme elimle
doldurmak sigarayý ciðerlerine, iskelesinde binmek hüznünün terkisinde vapurun
genzimde leylak kokusu, martýlar
düþündürür…
doðru söyle sevgili, düþüne girmez mi hiç Ýstanbul?
özgürlük türküleri söylenen bir gelin gibi
kaç kara eylülde yakýldý kitaplarým, utanýyor þiirlerimi savuran rüzgar
kaç kere yazmayý denedim, gömüyorlar seslerini utançtan esmiyorlar
binerken fiþlenmiþ aþýklar trenine söylemeliydim sana içimden geçenleri
yüzünü çarþaf çarþaf yayýlan sokaklara sordum, gittiler ne kaldý geri?
geçmiþin ayak izlerine kaç defa sürdüm yüzümü
þimdi tank paletleri yok ama, gayrý meþru çocuklarýnýn kokmuþ nefesleri var
dilenci diye yürüdüm kaldýrýmlara uzandým diye sadakalandý aþkým tekmelerle
yýlmadým sevgili, direndim umuda
ben söyledim/ sen unutma bunlarý
cehennem düþ barýndýrmaz çocuklara, cennetse hiç varoþlardan yana olmamýþtýr
yürek hiç yýlmamýþtýr…
III.
her vapurdan iniþimde ziyan düþlerimi kurtarmak isterim
cemil babanýn duvarýna yaslanmýþ öperken seni tedirginliðini
geri verdiðim tokaný daha iyi saklamak isterim,
geriverirken hazinemi avuçlarýna ölecek bir kelebek gibi koymak gibi deðil
yýkýk kilisenin bahçesinde bir taç giyme töreni gibi saclarýna takmak isterim
peþinden ince uzun parmaklarýna takmak kozalaktan oyduðum yüzüðü
itiraf ediyorum camýnýn önüne ben koydum her sabah menekþeleri
kimse görmedi korkma, Ýstanbul bile uyuyordu
bense kimseden deðil gençliðimden çalýyordum.
menekþeler onlarýn hiç günahý yoktu, benden bile günahsýzdýlar
þimdi adýný söyleyemediðim sokaðýnýn ismini yazýyorum mektubuma,
ihtilalimin kýrýk kanadý, yollayamadýðým tüm satýrlara hayallerimi resmediyorum
gayri resmi düþler antolojisi.
yüzünü çiziyorum, baharýn geliþi gibi
ben söyledim/ sen unutma bunlarý
cehennem düþ barýndýrmaz çocuklara, cennetse hiç varoþlardan yana olmamýþtýr
yürek hiç yýlmamýþtýr…
IV
sen bilmezsin! senin olduðun yerde bahar ilk entarine gelir
ilk eteklerin çiçek açardý sora toprak kýskanýrdý seni
gözlerin uyuyunca dünyayý karanlýða bulayan küstüm çiçeði
derin soluklarda solardý.
ne kadarki oda caným, hemencecik geçer
kýzýl saçlarýn arasýnda, derin upuzun bir ormandý gözlerin
boynundan gözlerine ince bir patika vardý gamzelerinin yanýnda geçen
sen bilmezsin her gece oraya týrmanýrdým.
gençliðimi de oraya gömdüm arama bulamazsýn.
güneþ vurdu da tutuþtumu saçlarýn ben gömüldüðüm çukurda senle yanarým
kaç kara eylül geçti, defalarca tutuþtu gözlerim
düþüne hiç girmez mi Ýstanbul?
Zafer türkülerini omuz omuza söyler gibi
bu deniz…
bu mavi…
bu tuz…
bahar geldi, þimdi eteklerinde çiçeklendi
bu bahar, bu leylak
rüzgarýn dilinde içi geçmiþ bir ýslýk deðildir gönlüme yaslanan
Filistin’de kapýsýna dayanan bombaya yürek koyandýr emsalim
baharým ben gitmedim hala bekliyorum, sen gün say
ben söyledim/ sen unutma bunlarý
cehennem düþ barýndýrmaz çocuklara, cennetse hiç varoþlardan yana olmamýþtýr
yürek hiç yýlmamýþtýr…
V.
adýnýz inancýmýn hala mavzerinde mermiyse, yitirilen aþlarýmýn diyeti elbet alýnacaktýr
korkma korkma yýkýldýk diye.
sen bahar tut düþlerini
dalgalanan okyanuslar yoksa da
inancý inanca suyu denize ulaþtýranlar var
dillerinde türküler okyanuslar besliyorlar kapatýldýklarý kafeste
koyaklara salýnacaðýný bekleyen bir tay gibi
yine dikilecek onurun kalesi ve bayraklar çekilecek göndere
saçlarýn gibi kýzýl ve hareli
ve yürek hala koþar sevgili
sen merak etme, biz yine sözümüzdeyiz.
‘’ yeryüzü aþkýn yüzü oluncaya dek’’ dedik
daha bozulmadý orucumuz
o yüzden kanat taktýk göklerindeyiz inancýn
sen bunu tut yüreðinde, gerisini…
biz bilmeyiz mi sanýrsýn.
cehennem ve cennet bizim adýmýzla olacaktýr
yeryüzü aþktan büyük inanç görmemiþtir
hüznü boþ ver orasýný anlatmadým say
biz biliriz ki aþk en büyük eczacýdýr.
bir mahpus önünde düþer yere karanfilimiz
bir çocuk alýr onu sarar yaralarýný koynunda, büyütür
al al kýrmýzý bir aðýt yakar ardýmýzdan
siyah giyinen yürekler korkar alnýmýzda saçýlan ýþýðýmýzdan,
biz ki düþen karanfilin ardýna yakýlan aðýtla emziririz çocuklarýmýzý
Mehmet Akif’in karanfili düþtüðü yerde kurumamýþtýr.
durur dallarýmýzdaki o acý
kanla yitirilmiþ çocuðumun isyanýný karanfile öðrettim diyedir rengi
o yüzden cenazemde kefenim karanfilden
…
ben söyledim/ sen unutma bunlarý
cehennem düþ barýndýrmaz çocuklara, cennetse hiç varoþlardan yana olmamýþtýr
yürek hiç yýlmamýþtýr…
Kubilay Yýldýz
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.