gün her zaman ki erkenciliðinde
gözleri henüz aralanmýþ serin sabaha
açýk saçýk tenimde bakir denizin tuzu
teninde yer etmiþ günün esmer gölgesi teninde tuz
boynunda çiçeklerin baygýn kokusu
gözlerimde gözlerinden çalýnmýþ gülümseyen bahar
çiçekler kainata dönerken yüzünü
bülbülün dilinde devrim türküsü
sýmsýcak bir bardak çaya dem oluyor sevdam
þekeri yüreðimden
dokunmak gerek mirim, dokunmak gerek
taa yürekten
“dokunmak gerek dalýndan topraða düþerken yeþil
daðlarýnýn göðsünü yararken kapital makineler
dayayýp kulaðýný daðýn böðrüne
duyduðun her iniltide
ýlgýt ýlgýt kanamak gerek
özgürce çaðlayýp yataðýnda
taþýrken zamaný kollarýnda/ yollarýnda
tutuklanan ve silindir avluda volta atan,
suyun tutsaklýðýna isyan ateþi yakmak gerek
ezmek gerek sermayeyi, ezmek gerek aðalarý paþalarý
bir böcekçesine ezmek
ve sonrasýnda gerekirse yanmak gerek”
isyan çiçekleri açan yürekli bir sevdayý
katýk edip umursamaz yollara
sessiz bir limanýn kýyýlarýndan gelmek gerek
seviþmek gerek alý moru birbirine katarak
sonrasýnda ölmek gerek mirim
aþktan ölmek gerek...
Nevin Koçoðlu