/ Çaldýðýmýz her kapýda, çarpar yüzümüze esrikliðimiz ve
bir hallaç elinde, yere vurulur nefesimiz… /
Ýçine girdiðimiz her öykü, gurbettir aslýnda…
Yalnýzlýðýn sus sesi
Ýliklerimize zerk eder kendini
Çeker kelimeler ipini
Lâl vaktidir düþen dilimize þimdi
Bir dantel inceliðindedir yaþam
Bir pencere býrakýr ardýnda, tamirsiz
Uzar zemheri
Buz keser sýcak tenimiz
Kýrgýn bir su akar avludan
Taþýr üzerinde küfürleri
Gülüþlerimiz intihara meyilli
Bilmeli, sabýr selamet deðildir artýk
Okþar ölümün soðuk yüzünü
Neþter kesiðini sardýðýmýz erguvan
Ýnatla hayatý öteler, hürmet etmeden
Tuzu kuru deðil artýk yaþamýn
Eprimiþ hayat yorgan olur üzerimize
Katmerlenir zakkum gülleri, yediveren açar
Aydýnlatmaz yorgun ýþýklar
Ve,
Her ev acýsýný içinde saklar
Nevin Koçoðlu