oturduðum akýntýnýn ortasýnda akþam
tüm anlamýyla soðuk bedenimi dinlendirdi
ölüme biriken mevsimlerde þehir yaðmalandý
unutmadým göðsüme biriken parçalarý bir pazar günü
gidiþlerimin günahlarýna sarhoþ aþklar yürüdü
gülümseyen bahçeler...
avucumun içinde hareketsiz kaldý
yaralar
tarihin en büyük karanlýðý ezberlediðim uçurum
dilimin altýnda
sessiz cinnetle yüklendim gözlerinize
ayak izlerime çoðaldý köklenen geliþleriniz
ruhumda gezdirdiðim uykularsýnýz kelimelerime çýðlýk eken
ve toz bulutlarý gibi ardýmda
alaycý ve küstahsýnýz
beni zamanlara savuran fýrtýnada
tanýdýk deðil yüzleriniz
göçmen bir bulut gibi kalbimde konaklar
sonra düþersiniz ömrümden
sadece unutulmuþ sesleriniz
siyah gözlerimi soluðunuza
doðuran
dalgalarýn yanýltýsýnda
özgürlük adýna soyundu bilmeceli ihtiraslarýnýz
ben gittim kelebeðin caný kadar
varabildiðim öetelere
bakýþlarýn derinliðinde eski bir fotoðrafým
oysa daha tuzaklarýnýz
saklý yanýmda yarým
kiminiz kadýn
kiminiz erkek
suçlu suçlu gölgelerime sýçradý
sahneleriniz
ve edepsiz bir boþlukta
delik deþik acýlarla
sessizliðime uzandýnýz
nereye gitsem
hangi akþamlara sýðýnsam
kurþun gibi diziliþlerniz
ki,
ben her adýmýnýzda saklambaç oynarken
sizi öldürmüþtüm
siz beni neden öldürmediniz