al baþýný git buralardan artýk
çilli bir ecnebi kýzýn dudaklarý kadar kalýn imanýn
dizgini de yok ümitsizliðinin
suskunluðun hayallerinde gidilmemiþ bir þehir
gölgede kalmýþ sevinçlerinde
çekilmeyi bekliyorsun
bir yanýnda yaþamaya dair ümitler
bir yanýnda þimdiye ait tükeniþler
bilmem ki zaman mý çarpar yüreðine gerçeði
hala ölmeyi istiyorsun
aslýnda gitmek istediðin yerde bekleyiþlerin
ihtilal serzeniþleri düþerken tatminkarsýzlýklarýndan
fakirleþiyor avuçlarýnda altýnlarýn
tek tek harcanýyorsun her gün
çýrýlçýplak kalmaya ihtiyacýnýn farkýnda
gözlerinden çok uzaða kaçývermiþ kökü olmayan niyazlar
ürküten bir kurþun bedeninin tam ortasýnda
bayram sevinçlerinde bile sancýlý yüreðin
kalbin aþk yüklü
tek yolcusu olmayan bir kervanda
çizilirken adýnýn üstü ucu batýk kaleminle
kendi seçimini yaptýðýný zannettiðin yer de
baþlýyorsun kaderini yaþamaya
patlayan bir volkanýn lavlarý kadar sýcak parmak uçlarýn
kendine bile dokunamýyorsun
yanmak zor
hurma danesi yaratýlýþ efsanesi altý gün geçiyor
nice altý günler geçiriyorsun yaþarken
hala bir dünya kuramýyorsun kendine
kültürün eksik bir aþk
aþkýn çizik zeytin, tarihi geçmiþ
en sonu bir latin dansý
meziyeti bol salsalarda
yüreðinin aborjinleri mango tutkunu
iki þeftali kadar yumuþak bedeninde
karanfil artýðý tükürükler
haritasý kaybolmuþ düzen abin
mirasýnýn tek noktasýnda çýldýran aþk
sevm ediyor karanlýðýnda sevenlerin
kýrlangýç kanatlarýnda düþmanca tavýrlar
piþman olmaya baþlýyorsun
özgür dillerin kýsýtlý akþamlarýný bölüþtürüp ömre
çok uzun zamanlarý çizgi filmlerinden izleyip
ayný patikalarda
ayný düþmanlýðýn taptaze ihanetlerinde
damarlarýn geniþliyor
yolu aþkla tutkulu
bir kadýnýn son sözü kadar yalan
kýraç topraðýndan akýyor kanlarýn
bir isim bulmak için yollardasýn
yaðan yaðmurlarda uzak
göðsünde bir acý
mührün genetik bir burhan ölüme
doð-yaþa-öl üçgeninde
her þiirde bir izin derinden
kendinle geçiti olmayan sýnýrlarýn
kavgada yenik düþmüþ kelimelerin
belki yapabilirim umudu yeniden
aþk olunmayacak kadar tembel aklýnda
zarflarýnýn içinde bildiði bir sen
ulaþýlmamýþ gezegenlerin ýþýðý kadar güzel
hep ayný mahlas da
yazdýkça eriyen
küllendikçe sureti kalmamýþ teninde
olmayanlarýn payýný, paydasýz kesince
ayný kederi paylaþýyor kaderinde dünya
saklanmaya çalýþýyorsun
çok yazýk
haykýrdýkça kalemin kýrýlýyor
bir avuç toprak uðruna destanlar
oyunbozan seviþmelerde içe kaçan çoraplar
belki de bir hataydý derken
ayný muðlak sevinç sarmalýyor seni
tepeden týrnaða çýrýlçýplak yüreðin
söküp her seferinde yerinden
tedirgin bir ilham saklýyorsun
dekoltesi pejmürdeliðinin ardýnca
düþlerin altýn libasýnda sefil soytarý
gülmek bile iðrençlik artýk
satýlýk her þey, aydýnken satýlýk
barbar bir geçmiþ yüzünden kýnanmak da
her gün dört kiþi oluyorsun yastýðýnda
dört sevdalý uzanýp boylu boyunca
az gýdýklanýp körpe uçlarýnda
yanýyorsun
yatýp
kaçýk
martýlarýn kafiyeli çýðlýklarýndan
bazen gem vurup elemli yanýna
barlarýný katýyorsun ökçe ahenklerine
avuçlarýnda ayný sýrt izi
biraz yuvarlak gövdesinde
merkezinde parçalanmýþ yeniden
çýkýveriyor satýrlarýn bakýr paslarý
belki de gümüþ sýrtý
son baský
garip bir yaný
görmedikçe yüzünü aþkýn
aþkýn en temiz haliyle aþkýnsýn
bildiðinden kaçýyorsun pasifiklerden
bir hintli bulup belki seni onar diye
geçmiþ günahlarýndan utanýyorsun
yaþamayý istemek kadar ölmeyi diliyorsun
ölüme inandýðýn için yaþýyorsun
bekliyorsun
istiyorsun
hiç olmadýðý kadar bunlarý düþünüp yeniden
bir otel odasýnda þairin son sözü kadar bereketlenip
tek göz odada bir tencereye yirmi eli daldýrýp
yirmi bin güneþ açýyorsun topraðýna
venedik þanslý
fiyortlar alýmlý
maltada bir yazar anýtý
kimsesiz kaldýðýný bildiðin için gözün artýk önünde
böyle yalnýzlýða can kurban
sevildiðini bilip de gidiyorsun
kimse kalmayacaðýný düþünüp
yeniden kendini seviyorsun
unutmuyorsun
sadece þairler mi seviyor sanki
sen sevmeye devam ediyorsun
artýk istanbul mavi katil
mehtap düþlü bir þeytan
bulunmuyor çaresiz
kalýþlarýnda bir derman
sen her geçen gün daha bir aþýk olup
ölüyorsun
.