gözlerime düþen sesle uyandým.
avuçlarýmda
terden ýslak alýngan saçlarým.
soðuk suyun vaatleriyle
bekle gönlü alýnsýn.
çýkma.
öylece dur iþte!
ya yalnýzlýðýn o en berbat hissi...
çýk.
daha fazla durma o hâlde!
az rastlanýr rüzgara karþý içilen kahve,
laf olsun diye kapatýlan fincan,
gözlerime iliþen kitap...
sahi
kayýplarýna raðmen
yeniden sevebilir mi insan?
müzik dinledim sonra.
o ezgiyle yürüdüm biraz.
ne yapmaya çalýþýyorsun, der gibi güneþe baktým.
sustu.
sustuk hep bir.
oysa anlatacaðým þeyler vardý
senin dinlemek istemeyeceðin...
belki çok soru soracaðýn þeyler.
vazgeçtim.
elimde olsa düþünmem.
yýllanmýþ bir kararý
bu kadar sorgular mý insan?
yapma diyorum
kýzým yapma bunu kendine.
belki diyorum.
belki ben yokken
balkonumdaki çiçekleri sen sulardýn.
belki ölmezdi hiçbiri.
belki döneceðim tarih belli olurdu
sen bekleseydin beni.
gece de serin deðil sahil.
ne çok yýldýz
ne çok insan
ne çok öykü...
kum dolan sandaletlerim,
gürültücü dalgalar,
en özgün þiir, kâinat.
en özlediðim ise...
boþver.
bir gün,
ân gibi deniz mesafesinde olduðunda
gel otur yanýma.
en çok okumak istediðim þiiri,
"karar"ý okuyacaðým sana.
dönüþ hep daha zahmetlidir eve.
ýskalar yolu adýmlarýn
adýmlarýný ise hayat...
ey vefalý gece
uyut sözüm ona hürriyetimi,
cezasý bitene kadar
susan bu dili...
keþke dinlesen
anlatacaðým ne çok þey var sana.
keþke,
sormasan...